Siz susarken oldu ne olduysa!

Aziz Şah – İSİAS katliamı Kıbrıslı Türk toplumu için bir “devlet dersi”dir.

Kıbrıs’ın işgal bölgesinde yaşayan yerli Kıbrıslılardan fazla insan öldü 6 Şubat depreminde…

13’üncü günde 40 bin 689’a ulaştı AFAD’ın açıkladığı ölü sayısı. Hâlâ enkazın altında olanlar, yakınlarının enkazdan çıkarıp kayıt dışı gömdüğü kurbanlar ve diğer kayıt dışı gömülenler hariç, resmi rakamla bile 40 bini geçti ölü sayısı…

Kıbrıs’ta kalan yerli Kıbrıslı Türk toplumu mensuplarından fazla insan öldürdü devlet 6 Şubat depreminde!

Düşünün… Kıbrıs’ın işgal bölgesinde yaşayan bütün yerli Kıbrıslıların aynı anda öldüğünü… İşte, bizim sayımızdan fazla insan öldü!

İSİAS katliamı Kıbrıslı Türk toplumu için bir devlet dersidir, her manada…

TC Devleti’nin gözetimi ve denetimi altında çocuklarımız öldürüldü İSİAS Otel’de. Savcı da gizlilik kararı getirdi dosyaya…

Bununla da kalmadılar… TC Adalet Bakanlığı, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne gönderdiği mektupta, depremzedelerin AİHM’e yaptıkları ve yapacakları başvurular için “sürelerin askıya alınması” çağrısında bulundu…

Alın size “devlet dersi”!

Ersin Tatar’ın iletişim danışmanı Kartal Harman’ı kullanarak TC’nin işgal rejimi bir gün boyunca İSİAS enkazından Kıbrıslıların kurtarıldığına dair yalanlar söyledi bize.

Kendi yurttaşlarını umursamayan bir devlet, 1974’ten beridir sömürge tebaası olarak muamele ettiği Kıbrıslıları mı umursayacaktı?

Bizim çocuklarımız enkazın altındayken, daha kimse çıkarılmamışken enkazdan, Kıbrıs’tan Adıyaman’a gönderilen vinç henüz daha gemiye bindirilmemişken… Depremin 2’inci günü Şener Levent’e ve Avrupa-Afrika gazetesine Ankara’da açılan davaları tebliğ etmek üzere geldi polis!

Ankara’daki Genelkurmay’a bağlı “Kıbrıslı polis” depremin içinde gazeteye gelip dava tebliğ etti, işgalci TC Devleti’nin postacısı olarak…

Depremin 5’inci günü… Türkiye’den üstümüze ölü toprağı yağıyor. Önce öğretmenlerimizi çıkardılar, sonra çocukları çıkarmaya başladılar. “Bugün Kıbrıs” haber sitesi yetkilisi Ayşemden Akın’ı polise çağırdılar 22 Ocak 2021’de TC Dışişleri’nin şikayetiyle açılan soruşturma için…

Toprak ölü çocuk kusarken biz utandık yazmaya, kötü kalpli üvey ana Ankara utanmadı Kıbrıslı gazetecilere dava okumaya…

Çocuklarımız “devlet dersinde öldürüldü”…

Davalar “devlet dersinde” açıldı…

Ey o devletin Sömürge Valisi Metin Feyzioğlu!

Çok mu acelesi vardı davaların?

Türkiye’den Kıbrıs’ın üzerine ölü toprağı yağarken Kıbrıslı gazetecilere Ankara’da dava açmaktan başka işi yok muydu Cumhuriyet Savcılarının?

10.000’lerce ev yıkıldı, enkaz kaldırılmadan Savcıların delil toplaması gerekirken acelesi varmış gibi Kıbrıs’ta yeri yurdu belli gazetecilerin peşine mi düştü Savcılarınız?  

Biz burada hancıyız, Sömürge Valisi! 

Bir yere gitmiyoruz…

Öldürüleceksek sizin tetikçileriniz tarafından öldürüleceğiz Kutlu Adalı gibi, gömüleceksek sizin gassallarınız tarafından gömüleceğiz!

Ankara’nın Cumhuriyet Savcılarının acelesi nedir?

Ayşemden Akın iki sene önce 22 Ocak 2021’de açılan soruşturma için çağrıldı polise. Ne tesadüf soruşturmayı açmak için 22 Ocak 2018 linçinin yıldönümünü seçmeniz…

CTP Genel Sekreteri Asım Akansoy depremden 8 gün sonra “Susuyoruz çünkü yastayız” dedi. Yalnızca CTP değil, yarım asırdır Kıbrıs’ın yarısını işgali altında tutan Türkiye’ye karşı söz söyleyemeyen “Kıbrıslı Türk solu” tamamen sustu bu deprem buyunca.

Cami avlularında Ankara’nın imamları siyaset yaparken, “Kıbrıslı Türk solu” sustu! Tam siyaset yapmaları gereken zamanda, sustular çünkü söylenecek her sözün muhatabı TC Devleti’dir!

Bu yüzden sevgili Ayşemden şöyle dedi: Siz susarken birileri konuşuyordu ve bu yüzden ben çocuğumun ölüsünü bile alamayacaktım!”…

Ve devam etti Ayşemden Akın:

“Depremin beşinci günüydü… Yavrularımızı kaybetmiştik…

Yaşarken ölmek neymiş o gün anladım. Hiç bu kadar çaresiz kalmadım. Konuşmamaya çalışıyor, konuştukça ağlıyordum.

O sırada bir telefon çaldı. Karakoldan bir polis… Polisten maada şikayetçi eski bir Elçi ve bir Devlet…

“Şimdi mi” dedim! Şimdi, böyle bir anda mı!

Evlatlarımızı toprağa koyduğumuz bir anda Türkiye Cumhuriyeti devleti benim peşime mi düştü!”

(20 Şubat 2023 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)

About the author