Müstahakkınızdır!

Aziz Şah – Kıbrıs’ın işgal bölgesinde “çadır”da eğitime geçildi diye herkes homurdanıyor.

Çadır tiyatrosu meclise şikayetiniz yok…

Çadır devlete şikayetiniz yok…

Çadır cumhurbaşkanlığına şikayetiniz yok…

Çadır bakanlıklara şikayetiniz yok…

Çadır bakanların istifa etmesini, çadır cumhurbaşkanının onurlu olmasını, çadır devletin de devlet olmasını bekliyorsunuz… 

Çadır devlete şikayetiniz yok ama çadırda eğitime şikayetiniz var!

Çadır nereye kurulur?

-Size ait olmayan toprağa kurulur. Çadırın temel özelliği budur.

Çadır başkasına veya kamuya ait bir alana kısa bir süreliğine kurulur. Çadır kurduğunuz yer sizin olmaz. Çoğu zaman da çadır kurduğunuz alana bir miktar kira ödersiniz…

Çadır tatil yapmak için kurulur, yerleşik yaşam için değil. Yarım asır çadırda yaşayamaz insan, yarım asır tatil yapamaz…

Ayşe yarım asırdır Kıbrıs’ta tatil yapıyor…

Yarım asırdır Ayşe çadır kurdu Kıbrıs’a…

Çadır kurdu Ayşe yarım asırdır Kıbrıs’a…

“Ayşe tatile çıksın” diye çadır kurdu Türkiye Cumhuriyeti Devleti Kıbrıs’a!

1974’ten beridir Ayşe’nin Kıbrıs’ta devam eden çadır tatiline itirazınız yoksa Kıbrıs’ın işgal bölgesinde çadırda eğitime geçilmesine de homurdanmayacaksınız, çünkü müstahakkınızdır! 

Türk Silahlı Kuvvetleri, devletimiz olan Kıbrıs Cumhuriyeti’nin egemen topraklarını işgal etti. 200.000 Rumca konuşan Kıbrıslıyı evlerinden silah zoruyla attı. 200 bin kişinin yerine Türkiye’den savaş suçu yerleşimci nüfus taşıdı, işgal ettiği Kıbrıs Cumhuriyeti topraklarının üzerine çadırdan bir devlet kurdu. Sizi de işbirlikçisi olarak çadır tiyatrosunun kuklası yaptı, siz de kabul ettiniz bu kuklalığı, bu yüzden müstahakkınızdır…

Başka bir devlete ve özel kişilere ait toprakları silah zoruyla gasp ederek üzerine çadır kurunca o topraklar sizin olmaz.

İşgal edilmiş topraklarda refaha ve mutluluğa erişebileceğinizi mi zannederdiniz?

Başkasına ait topraklarda başkasının acıları üzerinde refah ve mutluluk yaratılamaz, bunu yarım asırda anlamadınız madem, müstahakkınızdır!

Birleşmiş Milletler üyesi bir devlete ait toprakları silah zoruyla gasp ederek, gasp ettiğiniz topraklarda korsan bir rejim kurunca “devlet” olamazsınız, Ayşe’nin çadır tatili kamp alanı olursunuz!

Kıbrıs Cumhuriyeti’ne ait toprakları, Türkiye Cumhuriyeti silah zoruyla gasp etti, size de kurduğu çadırdan mecliste kuklalık bahşetti. TC Devleti size yasa yaptırdı işgal ettiği topraklar için. Siz de İTEM Yasası’yla çıkardığınız sahte tapularla Kıbrıslı Rumların topraklarının size ait olduğunu zannettiniz ya, müstahakkınızdır!

İnsan kendi çıkardığı sahte tapuya tapar mı? Siz taptınız, müstahakkınızdır!

Türkiye’nin silah zoruyla gasp ettiği toprakları İTEM Yasası ile tapulayıp, size ait olmayan bu toprakları sattınız ya, müstahakkınızdır!

Çadırdan mecliste çıkardığınız yasalarla, çadırdan tapu dairesinde çıkardığınız tapularla, silah zoruyla gasp edilen topraklara temelsiz evler yaptınız. Ne kadar derine kazarsanız kazın, başkasına ait bir toprağa yapılan ev temelsizdir. Siz de bunu çok iyi biliyorsunuz, bile bile yaptınız ne yaptıysanız, bu yüzden müstahakkınızdır!

20 Temmuz 1974 işgalinden 49 sene sonra neden “çadırda eğitim”e geçildi?

Çünkü toprağın başkasına ait olduğunu bildiğiniz için 49 senedir kalıcı olmak için hiçbir şey yapmadınız. İngiliz Sömürge İdaresi’nden ve Kıbrıs Cumhuriyeti’nden kalan altyapı da 49 sene taşıyabildi sizi…

Gasp ettiğiniz toprağa ve üzerine yaptığınız gecekondulara sahte tapular çıkardınız. Bir toprağı vatan yapan ne uğrunda ölenlerdir ne de sahte tapulardır. Bir toprağı vatan yapan bunu dünyaya kabul ettiren uluslararası anlaşmadır. Londra ve Zürich Anlaşması’dır bu toprakları Kıbrıslılara vatan yapan…

Londra ve Zürich Anlaşması’yla tapusu Kıbrıs Cumhuriyeti’nin üzerine geçti bu ülkenin. Siz Kıbrıs Cumhuriyeti’ndeki makamlarınızı terk edince tapunun karakteri değişmedi…

Çadırda eğitime karşı mısınız?

O zaman 1974’ten beridir vatanımızın %36’sını çadır kamp alanı olarak kullanan Türkiye’ye, “Kıbrıs Cumhuriyeti’nin egemen toprağından defol” diyeceksiniz ve sahte tapularla hak iddia etmeyeceksiniz. Bunu yapmadığınız sürece müstahakkınızdır!

(14 Mart 2023 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)

About the author