Çifte cinayetin anatomisi

Şener Levent – Bugün burada gördüğünüz bu gazete kupürü Kıbrıs Türk basınında “Avrupa”da ilk kez yayınlanıyor…

“Mahi” gazetesi bu…

25 Nisan 1962 tarihli…

Gazete ünlü EOKA’cı Nikos Samson’un gazetesi…

Baş sayfa baştanbaşa çifte cinayet fotoğrafları ile dolu…

Ayhan Hikmet ve Ahmet Muzaffer Gürkan cinayetleri…

Bu fotoğrafları çeken kim?

Samson mu?

Hayır!

Şinasi Başaran…

***

Geçtiğimiz yıllarda kaybettiğimiz Şinasi Başaran’ın itiraflarından biri bu…

Bu itiraflarını vaktiyle “Kıbrıslı” gazetesinde yayınladı…

Ancak nedense kimse üstünde durmadı ve sormadı…

Aynı gece yaklaşık beş saat ara ile işlenen her iki cinayetin fotoğraflarını da nasıl oldu da kendisi çekti?

Demek istediğim şu:

Ahmet Muzaffer Gürkan Ayhan Hikmet’ten önce öldürüldü…

Küçük Kaymaklı’daki evinin bahçesinde…

Arabasının içinde…

Arabasını tam park ettiği sırada pusuya yatmış olan katiller onu vurdular…

Bu fotoğrafı çeken fotoğrafçı daha sonra da Ayhan Hikmet’in öldürüleceğini bilmemiş olabilir mi?

Bilirseydi, neden gizledi…

En azından Ahmet Gürkan’la aynı kaderi paylaşan en yakın arkadaşı Ayhan Hikmet’in evine gidip ona haber veremez miydi?

İkinci cinayet böylelikle önlenmiş olamaz mıydı?

***

O gece Küçük Kaymaklı’da işlenen bu cinayetten surlariçindeki evinde habersiz olan Ayhan Hikmet, misafiri Faiz kaymak ile birlikte oturmaktaydı…

Misafirlerini geceyarısı uğurladıktan sonra eşi ile birlikte ikinci kata çıktı…

Ve yatıp uyudular…

Pusudaki katiller uyurken vurdular onu…

Vuranlar iki kişiydi…

Biri yatağa yaklaşıp bir de ordan kurşun sıktı…

Uyanan eşi çığlıklar içinde çıldırmış gibiydi…

Katillerden birinin ayağı aksıyordu…

Ama bu Topal Mahmut değildi…

***

Şinasi Başaran o gece o eve giren ilk gazeteci olmuş…

Polislerle birlikte…

Çektiği fotoğrafları Bozkurt ya da Halkın Sesi gazetelerinde yayınlayamayacağını nerden biliyordu?

Teşkilatın emri olmalı herhalde…

Bütün bunlar Şinasi’nin bu çifte cinayetten önceden haberi olduğunu akla getiriyor…

Teşkilatın günlük iki gazeteye de talimatı vardı… Olay büyütülmeyecek ve kısaca verilecekti…

Her iki gazete de öyle yaptı…

Baş sayfada resimsiz olarak iki sütuna kısaca sığdırdılar haberi…

“İki Kıbrıslı Türk avukatı vurularak öldürüldü”…

Kimin tarafından?

“Maskeli meçhul şahıslar tarafından”…

***

Şinasi Başaran’ın anlattığına göre, o gece çok geç saatlerde kapısı çalınmış…

Gelen Nikos Samson’muş…

“Sen nasılsa yayınlayamayacaksın bu fotoğrafları, onun için negatifi bana ver” demiş Şinasi’ye…

Aralarında tam olarak nasıl bir konuşma, nasıl bir pazarlık geçti bilemem…

Sonuçta Şinasi vermiş Samson’a negatif filmi…

Ve o da bir sonraki gün, 25 Nisan tarihli “Mahi” gazetesinde donatmış işte böyle sayfayı…

Ölmeden önce Şinasi’yi görmek ve merak ettiğim diğer sırları ona sormak nasip olmadı…

Anlattıklarını değil…

Anlatmadıklarını…

***

Bu çifte cinayet siyasi tarihimizin akışını değiştiren cinayet oldu…

İlk kez bir TC Büyükelçisinin de desteklediği ve arkalarında durduğu muhalefet liderleri, yeraltı teşkilatı, TMT tarafından öldürüldü…

Büyükelçi Emin Dırvana’dan sonra gelen hiçbir elçi muhalefetimizi liderliğe karşı böyle desteklemedi…

Neden öldürüldüler?

Kıbrıs Cumhuriyeti’ni savundukları ve bu cumhuriyete karşı Rauf Denktaş’ın yaptığı provokasyonları ifşa edecekleri için…

Onlar öldürüldükten sonra Denktaş elli yıl daha yaşadı…

Denktaş’a anıt mezar yapacaklar…

Heykelleri var…

Onların ismi ise henüz bir sokağa bile verilmedi…

(26 Nisan 2023 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)

About the author