1974’ten sonra Kıbrıs’ta ne yaptınız?

Aziz Şah – Geçenlerde Türkiye’den bir gazeteci dostum geldi. “Kıbrıs’ın işgal bölgesine hoş geldin” dedim ona, sonra da buluşmak için TC’nin sömürge idaresinin diktirdiği MOBESE direklerinden birini adres olarak verdim, “Süleyman Soylu’nun kameralarının altında buluşuruz” dedim…

Daha nasıl anlatayım size işgali?

Filipinli bir komünist gelmişti bir süre önce. Kıbrıs’taki işgali ve yerleşimci sömürgeciliğini yerinde görmek istemiş. Kardeşim Oz Karahan ile gezdirdik Atilla Hattı boyunca diktatörlük, iç savaş, sürgün görmüş ihtiyarı…

TC’nin MOBESE direkleri ve Türk bayrakları o kadar acayibine gitti ki her bayrağın fotoğrafını çekti! “Bu kadar bayrağı dünyanın hiçbir yerinde görmedim” dedi… İşgal rejiminin bayrak cinneti Filipinli ihtiyarın aklını aldı. Hele ki dağda çizili ışıklandırılan bayrak…

Bizim bir şey anlatmamıza gerek kalmadı. Bayraktan anladı işgali…

Bir de espri patlattı, “kara liste” ile Türkiye’ye girişi yasaklanan Kıbrıslıların olduğunu öğrenince. MOBESE direklerinin altından geçerken “Şimdi sizinle beraberim diye benim de mi Türkiye’ye girişim yasaklanacak?” dedi…

Türkiye’den gelen gazeteci dostum Kıbrıs’ı bilenlerden. Muhalif gazetecilerin ve sosyalistlerin Kıbrıs’ı hiç bilmemesinden yakındıktan sonra, “Önceleri anlatıyordum ama 20 Temmuz 1974’te kaldılar. 1974’ten sonra TC’nin Kıbrıs’ta neler yaptığıyla ilgilenmiyorlar” dedi…

Halil Falyalı TC’den tekneyle kaçak gelen tetikçiler tarafından TC’den kaçak gelen silahlarla 40-50 bin Türk askerinin “güvenliğini sağladığı” Kıbrıs’ın işgal bölgesinde öldürüldükten sonra bir röportaj vermiştim Türkiye’de “Yeni Yaşam” gazetesine…

O röportajda kurduğum bir cümleyi söylemiş Türkiye’de birkaç yerde gazeteci dostum Kıbrıs’ı anlatmak için, 20 Temmuz 1974’te kalan Türk sosyalistlerinin çok ağrına gitmiş:

-Sömürge olarak kullanılan, üstüne basılıp geçilen Kıbrıs’a sormadılar kumarhaneleri buraya taşırken. Ömer Lütfü Topal’ı tasfiye ettiler, aslında ‘kerhane’ olan ‘gece kulüpleri’ yapılandırıldı ve esas itibariyle Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla Kıbrıs’ta bu iş “seks köleliğine” dönüştürüldü. Buraya başka iş bahanesiyle getirilen kadınları pasaportlarına el konularak zorla çalıştırdılar. Böyle işleyen bir sürece geldik; offshore bankalar, ‘kerhaneler’ ve kumarhaneler 3 ayak şeklinde çalıştı. Biz buna “kerhane-kârhane-kumarhane düzeni” diyoruz kısaca”…

“Kerhane-kârhane-kumarhane düzeni” lafı Türk sosyalistlerinin çok ağrına gitmiş. “20 Temmuz’da biz kurtarmamış mıydık onları? Biraz ağır değil mi?” demişler…

O da, “Gidin 1974’ten sonra Türkiye’nin Kıbrıs’ta ne yaptığına bakın” demiş…

O Türk sosyalistlerine müjdem var.  “Kerhane-kârhane-kumarhane düzeni” demiyorum artık, doğrudan BOK ÇUKURU diyorum. Öyle Sırrı Süreyya Önder gibi “kalınbağırsak” da demiyorum. Doğrudan BOK ÇUKURU!

Sokakta yürürken, nefes alırken, hayatta kalmaya çalışırken tek hissettiğim Kıbrıs’ın kuzeyinin Türkiye’nin BOK ÇUKURU olduğu. Kıbrıs’ta sorun bok çukurunun “kaynağı”nın kuruması sorunudur. Kıbrıs’ta 1974’ten itibaren bir Kıbrıs sorunu yoktur, Türkiye sorunu vardır.

Türkiye’deki örgütleri ve sol partileri kapı kapı gezip “diplomasi” yapan “Kıbrıslı örgütler” anlatmıyor mu bunları size?

“Kerhane-kârhane-kumarhane düzeni” lafı ağır gelmiş Türk sosyalistine. Faşist demiyorum, İslamcı demiyorum, neo-liberal kumarhaneci pezevenk demiyorum… 12 Eylül’le kırılan Türk sosyalistleri diyorum.

Rusya tarihini satır satır bilen ama 49 senedir TC’nin Kıbrıs’ta sürdürdüğü işgal ve yerleşimci nüfus kolonizasyonu konusunda hiçbir bilgisi olmayan; 1915’te “Ermeni meselesi hallolunmuştur” diyenler gibi, 1974’te “Kıbrıs meselesi hallolunmuştur” diyenler…

Evet, 20 Temmuz 1974’te Kıbrıs’ta Kıbrıs meselesi diye bir konu kalmadı. 1950’lerde ve 1960’larda Özel Harp Dairesi’nin kışkırttığı “Kıbrıs sorunu” bitti, Türkiye sorunu başladı.

Türk ordusu cihatçılarla birlikte Suriye’nin kuzeyini işgal etti. Suriye’den Türkiye’ye göçen birkaç milyon mülteciyi 85 milyonluk Türkiye hazmedemedi…

1974’te TC Devleti Kıbrıs’ın kuzeyini işgal etti. 1975’te on binlerce Rum evlerinde otururken, onların yerine Türkiye’den nüfus taşıyarak ev sahiplerini evlerinden attı…

Siz Kıbrıs’ta ne yaptığınızın farkında mısınız?

(25 Mayıs 2023 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)

About the author