Aziz Şah – Metin Feyzioğlu BRT’de Temmuz ayında emir verdi, karar resmi gazetede Ekim’de yayınlandı…
-“Bayrak, bayrak, bayrak” diye açılan BRT’de, “satılacak, satılacak, satılacak” diye buyruldu…
-Mağusa Limanı satılacak!
Ercan özelleştirmesinde tam bir fiyaskoya dönüşen “yap-işlet-devret” modeli ile Mağusa Limanı’nı özelleştireceklerini söyledi Metin Feyzioğlu.
Ercan özelleştirildi ama biz Emrullah Turanlı’ya üstünden haraç ödüyoruz. Pandemide az kâr etmiş diye 59 milyon Euro ödeyeceğiz… Ercan’a bakın Mağusa limanında olacakları anlarsınız…
Velinimetimiz, işgalcimiz, Emrullah Turanlı hazretlerinin bir sözünü de hatırlatayım: “Bütün limanlar satılacak ve ben alacağım” demişti bir tarihte…
Feyzioğlu şöyle dedi tam 3 ay önce, 14 Temmuz’da: “Mağusa Limanı’nı özelleştirme çalışmalarına başladık. Özelleştirme bir finans yöntemidir. Kamuoyunun gözü önünde şeffaf yapılacak şekilde Mağusa limanını özelleştirmemiz lazım”…
Metin Bey’in dediği doğrudur: Özelleştirme bir finans yöntemidir. Emrullah Turanlı’ları finanse etmenin yöntemi. Yoksa pandemide “mağdur olan” Turanlı’ya ödeyecek 59 milyon Eurocukları nereden bulacağız?
Özelleştirme bir servet aktarımıdır. Kıbrıslıların kamusal serveti işgalci TC’nin sömürgeci sermayesine aktarılır.
Amma velakin bu konu öyle basit bir özelleştirme meselesi değildir. KIB-TEK’in parça parça özelleştirilmesi, KTHY’nin ve tasfiye edilen bütün Kamu İktisadi Teşebbüslerinin tasfiyesi gibi bir şey değildir Mağusa Limanı’nın özelleştirilmesi.
Çünkü Mağusa Limanı Port of Famagusta’dır.
Mağusa Limanı Kıbrıs Cumhuriyeti’ne ait bir limandır.
Mağusa Limanı Kıbrıslı Türk toplumunun “Port of Famagusta” mührüyle ‘tercihli özel gümrük uygulaması’ üzerinden Avrupa’ya ihracatını sürdürdü limandır 1991’e kadar…
“Port of Famagusta” mührü yerine “KKTC” mührü vurulduğunda ise ambargo başladı.
1991’den 30 yıl sonra Kıbrıs Cumhuriyeti liderliği “Port of Famagusta”ya dönüşü teklif etti…
Birçok kez limanların doğrudan ticarete ve ulaşıma açılması Kıbrıs Cumhuriyeti liderliği tarafından 1990’lardan beridir teklif edilir. Türkiye ise reddeder…
Çünkü Türkiye Kıbrıs’ta çözüm istemez. Türkiye Kıbrıs’ta hiçbir çözümü istemez. İki devletli çözüm de istemez Türkiye. Tanınmış bir Türk devleti de istemez Kıbrıs’ta.
Türkiye İsrail’in Filistin’de uyguladığı stratejiyi uygular: Adanın tamamını ele geçirene kadar çözümsüzlük stratejisi yürütür. İsrail Filistin’de sınırları belli bir devlet istemez. Filistin topraklarının %2’sini oluşturan Gazze’de bile bir “devlet” istemez, çünkü sınırları vardır. Sınırı olan bir devleti işgal etmesi daha zordur. Türkiye de aynı nedenden 49 senedir Kıbrıs’ta ateşkesi sürdürür…
İşte bu yüzden Kıbrıslı Türk toplumunun statü kazanmasını sağlayacak olan 1993’te Lefkoşa Uluslararası Havaalanı’nın açılması teklifini Mümtaz Soysal, 2021’de ise Ercan Havaalanı ve Mağusa Limanı’nın açılması önerisini Mevlüt Çavuşoğlu reddetti.
2021 Nisan’ında Cenevre’de yapılan son görüşmede Anastasiadis masaya Mağusa ve Ercan limanlarının açılmasını koydu.
TC Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu laf arasında bu öneriyi nasıl reddettiğini ağzından kaçırdı:
-“Cüret etmiş” Anastasiadis, dedi, “Mağusa ve Ercan limanlarının açılmasını teklif etmiş”…
Çavuşoğlu şöyle demişti: “Rum lider gündemi değiştirmek için Maraş’ın ve Ercan Havaalanı’nın BM kontrolüne, Gazimağusa Limanı’nın da AB kontrolüne verilmesini teklif etme cüretini gösterdi. Tabii bunların ciddiye alınması mümkün değildir”…
Cenevre’de Anastasiadis’in önerisi reddedildikten sonra federalist Mehmet Ali Talat dedi ki:
-“Bu öneriyi daha önce de Papadopulos teklif etti, o zaman da ben reddetmiştim. Anastasiadis’in teklifi ‘Şeytanca bir öneri’dir”…
-“Bunun üzerine atlayan Kıbrıslı Türkler de oldu. Diyorlar ki, ‘Çok şey kaybettik’ filan… Neyi kaybettin? Senden Mağusa Limanı, Maraş ve Havaalanı’nı istedi, kaybettiğin nedir?” demişti Talat.
Çünkü Maraş’ı kanla aldı Talat, vermez yasal sahiplerine!
Kudret Özersay da Çavuşoğlu’na destek çıkarak şöyle demişti: “Bizim kontrolümüzde olan Mağusa Limanı’nı niye verelim ki?”…
Evet, “bizim kontrolümüzde olan liman”ı TC Sömürge Valisi Metin Feyzioğlu satıyor…
Ancak Feyzioğlu’nun “satıyorum” dediği liman Kıbrıs Cumhuriyeti’ne aittir.
(17 Ekim 2023 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)
