Türkiye topraklarımızı satarak Kıbrıs’ı yok edebilir mi?

Aziz Şah – 05/12/2023

Türkiye işgal ettiği Kıbrıs’ın kuzeyine önce kendi yerleşimci nüfusunu taşıdı, şimdi de Kıbrıslı Rum mültecilerin geri dönüş hakkını ortadan kaldırmak için parsel parsel satıyor.

Yerleşimci sömürgeciliğinin mantığı budur: Geri dönüş hakkının gasp edilmesi.

Bunun için silah zoruyla evinden kovduğunuz yerli halkın geri dönüş umudunu yok edersiniz. Yerlilerin topraktaki köklerini yok edersiniz.

Önce İngiliz Guardian gazetesinde sonra da Amerikan Forbes dergisinde dünya piyasasının en ucuz gayrimenkulü diye reklamı yapıldı Kıbrıs’ın işgal bölgesinin.

“İngiliz basınına çıktık, kara para listesine gireceğiz, Türkiye’nin de başı ağrıyacak” diye Türkiye’den çok Türkiye’nin derdini çekmeyin boşuna…

Kıbrıslı mültecilerde bozgun, işgalcide zafer havası var. Üstünden de “Yabancılara mal satışı konusunda endişeliyiz” diye dalgasını geçiyor TC Dışişleri Bakanı Hakan Fidan…

Bu, görüp görebileceğiniz en iyi psikolojik harptir. İşgalci İsrail rejiminin Filistinli mültecilere karşı yürüttüğü “geri dönüş hakkını ortadan kaldırma” mücadelesi gibi bir kampanya yürütüyor Türkiye “emlak satışı” aracılığıyla Kıbrıslılara karşı!

Türkiye 1974’te Kıbrıslı Rumları silah zoruyla topraklarından sürdü.

Kıbrıs’ın kuzeyinden kovduğu Kıbrıslıları “Yabancılara ait taşınmaz malların tahsis ve değerlendirmesini düzenleyen” 32/1975 ile 33/1975 no’lu yasalarla, “yabancı” diye tanımlayarak mallarına çöktü.

“Yabancı” olarak tanımlanan Rum ve Ermenilere ait taşınmaz malların kontrol yönetim ve tahsisi Bakanlar Kurulu’nun yetkisine verildi. Daha sonra bu yetki İmar, İskân ve Rehabilitasyon Bakanlığı’na devredildi.

Bu toprak hırsızlığıyla gasp edilen evler, araziler ve bahçeler Türkiyeli yerleşimcilere dağıtıldı. Sonuç mu? Guardian ve Forbes’taki haberler!

Üzerinden ne kadar zaman geçmiş olursa olsun mültecilerin eve dönüş hakkı ortadan kalkmaz. İşte tam da bu yüzden İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Cenevre Sözleşmesi’yle işgal edilen toprağa nüfus taşınması ve kalıcı inşaatlar yapılması yasaklanmıştır.

Dördüncü Cenevre Sözleşmesi’ne göre işgal altındaki topraklarda kalıcı yerleşim birimi kurarak toprakların statüsünü kalıcı bir biçimde değiştiremezsiniz. Çünkü mültecilerin geri dönüş hakkını garanti altına alan İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi ve Dördüncü Cenevre Konvansiyonunun bir nedeni var: Nazilerin işlediği savaş suçları tekrar edilmesin diye!

İşte bu yüzden Filistin Ulusal Sözleşmesi’nde şöyle denir: “Filistin’in 1947’de bölünmesi ve İsrail devletinin kurulması, ZAMANIN GEÇMESİNDEN BAĞIMSIZ OLARAK, tamamıyla gayrimeşrudur. Çünkü bu durum Filistin halkının iradesine karşıdır, yurtlarındaki DOĞAL HAKLARININ İHLALİDİR, Birleşmiş Milletler sözleşmesinin ilkelerine, özellikle de KENDİ KADERİNİ BELİRLEME HAKKINA KARŞIDIR”.

Etnik temizlikle 1947-48’de Filistinlileri topraklarından kovarak Filistin’i işgal eden Siyonizm, 3 sene sonra 1951 yılında “İsrail’e dönme hayallerinden kurtulmaları için mültecilere yapılacak propaganda” başlıklı bir memorandumla evlerinden kovulmuş Filistinlilere karşı psikolojik harbe başlar.

7 Mart 1951’de Dışişleri Dairesi’nin Ortadoğu Departmanı’na sunulan memorandumda şöyle denir:

“Filistinli mültecilere dönebilecekleri bir yer olmadığını somut bir biçimde gösterecek fotoğraflarla desteklenecek propagandaya ihtiyacımız var… Evlerinin yıkıldığını, mülklerinin yok olduğunu ve bunları vermeye asla niyetli olmayan Yahudilerin yerlerini işgal ettiğini görmeleri için gözlerinin açılması gerek…”

Filistinli mültecilere karşı basının nasıl kullanılması gerektiği konusunda örnekler verilir. Köylerin savaştan önceki haliyle sonraki halinin birlikte servis edilerek Filistinli mültecilere geri dönecek bir evleri olmadığının nasıl propaganda edileceği anlatılır.  

Yanı başımızda iki aydır Gazze bombalanarak insansızlaştırılırken, Kıbrıs’ın işgal bölgesinde gündemimiz Türkiye’nin 49 sene önce insansızlaştırdığı toprakları yabancılara satması!

Yabancılara mal satışı Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı’na bağlı olan “Sivil İşler ve Halkla İlişkiler Başkanlığı” iznine bağlıdır. Bunu hiçbir zaman unutmayın!

Son 10 senede Obama ve Trump dönemlerinde ABD emperyalizmi Filistin halkına Filistin’den vazgeçmesi için 2 kere para teklif etti.

Türkiye’nin bugün Kıbrıs’ın topraklarını parsel parsel satması Filistinlilerin reddettiği para karşılığı Filistin’den feragat etme önerilerine benziyor.

(5 Aralık 2023 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)

About the author