Toprak hırsızları Lokmacı’dan geçince tutuklanacaklar mı?

Aziz Şah – Dün sorduğum soruya cevap geldi Kıbrıs Cumhuriyeti Hükümet Sözcüsü Konstantinos Letimbiotis’den.

-Avrupa nerede başlar: Ledra Palace’ta mı, Roma’da mı?

Kıbrıslı Rumların son bir haftada en çok sorduğu soru şuydu:

-Kıbrıslı Rumlara ait taşınmaz malların satışını yaptığı gerekçesiyle Roma’da tutuklanan Akan Kürşat Larnaka Havalimanı’ndan mı çıktı?

6 gün bu soruya cevap veremedi Kıbrıs Cumhuriyeti!

Larnaka’dan mı, yoksa eski adı Timbu olan Ercan’dan mı çıktığını dahi bilmiyordu Kıbrıs Cumhuriyeti!

Tutuklamanın üzerinden 6 gün geçtikten sonra açıkladılar avukat Akan Kürşat ve eşi CTP’li Fazilet Özdenefe’nin Ercan’dan uçtuğunu…

Neden bu kadar önemliydi Kürşat’ın nereden uçtuğu?

-Hakkında “Avrupa Tutuklama Emri” varken, Kermia kapısından arabayla geçip Larnaka Havalimanından uçup Roma’ya konduysa ve Kıbrıs Cumhuriyeti kendi vatandaşı olan Kürşat’ı Kıbrıs topraklarında tutuklamadıysa, bu devletin vermesi gereken bir hesaptır.

Bu, şu soruyu doğurur:

-Kıbrıs Cumhuriyeti kendi yasalarını uygulamaya korkuyor mu?

Dahası var, 2 gün boyunca Kıbrıs Rum basını “Avrupa” gazetesini kaynak göstererek verdi tutuklama haberini…

Basit bir tutuklamada Kıbrıs Cumhuriyeti yöneticilerinin uykudan uyanması 3-4 günlerini aldı…

Bu manzaraya bakınca anlaşılıyor, topraklarının %37’si işgal altındayken Kıbrıs Cumhuriyeti’nin neden hiçbir şey yapmadığı!  

Kürşat’tan sonra 4 avukatın daha hakkında tutuklama emri çıkarıldığı netleşti.

Kıbrıs Hükümet Sözcüsü Bay Letimbiotis’e bir soru sorayım:

-Şimdi bu adamlar Ledra Palace kapısından geçince tutuklanacaklar mı?

Bu daha başlangıç!

1974 işgali, toprak fetihlerinin yasaklandığı bir çağda gerçekleşti.

-Kanla aldık bizimdir, bir çakıl taşı vermeyiz ha?

İkinci Dünya Savaşı’ndaki Nazizm deneyiminden sonra insanlık “kalıcı işgalleri” önlemek için “insancıl hukuk” yaratmıştır.

Türkiye’nin Kıbrıs’ı 50 sene, İsrail’in Filistin’i 75 sene işgal etmemesi için yaratıldı İkinci Dünya Savaşından sonra “insancıl hukuk”…

İşgal Gücü’nün işgal ettiği toprağa nüfus taşıması, arazide kalıcı oldu-bittiler gerçekleştirmesi, yeraltı kaynaklarını sömürmesi ve yasaları değiştirmesi yasaktır.

İşgal Gücü sadece toprağın statüsünü kalıcı bir biçimde değiştirmeyecek şekilde “geçici ihtiyaçları” için bazı düzenlemeler yapabilir.

Geçtiğimiz yaz ne dedi Türk Deniz Kuvvetleri Komutanı?

-Türkiye’nin güvenliği için İskele’ye, yani Trikomo’ya, deniz üssü kurmaya karar verdik!

Türkiye “toprak” üzerinde işleyebileceği bütün “kalıcı” savaş suçlarını işledi:

-Silah zoruyla insanları topraklarından sürdü. Evlerinden kovduğu insanların yerine yasadışı yerleşimcileri iskân etti. İşgal ettiği toprakların statüsünü kalıcı bir biçimde değiştirmek için önce 1975’te Kıbrıslı Rum ve Ermenileri “yabancı” ilan eden ve mallarını “devletleştiren” yasa yaptı, sonra da “devletleştirdiği” Rum ve Ermeni mallarını kişilere devretti; 1994’te de Rum ve Ermenilerin “devletleştirilmiş” mallarının satışını serbest bırakan İTEM Yasası’nı yaptı.

Gasp edilmiş Rum ve Ermeni arazilerinin üçüncü ülkelerden gelen yabancılara satış izinlerini ise askeri istihbarat birimi “Sivil İşler” veriyor.

TC Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ise Kıbrıs’ın kuzeyinde yabancılara satılan topraklardan endişe duyuyoruz, diye açıklama yapıyor!

Bunların her biri ayrı ayrı savaş suçudur…

Fatih’in İstanbul’u fethettiği çağda yaşamıyoruz…

Silah zoruyla çaldığınız toprağı satarsanız ve üzerine inşaat yaparsanız bunun yaptırımı vardır.

2006’da Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Ceza Kanunu’nda bir değişiklik yapıldı, ama hiç uygulanmadı. İnşaat yapanların, satanların, satış sözleşmesi yapanların ve satın alanların 7 yıla kadar hapisliği var…

Bu yasaya göre mülkün reklamını yapmak bile suçtur!

Döndürmeye devam edin “Facebook”ta “satılık Rum malı” reklamlarını siz daha…

Gelen haberlere göre, son yağmadan sonra Kıbrıs Cumhuriyeti mahkemelerinde mal sahipleri dava açmaya başladı.

2006’de 3-5 müteahhidi tutuklasalardı, bugün Girne kurtulmuştu… Kıbrıs Cumhuriyeti liderliğinin korkaklığı, bize Kıbrıs’ın yarısını kaybettirdi. Kıbrıs’ın yarısı kanalizasyonu olmayan bir “gecekondu gezegeni”ne dönüştü!

-Toprak hırsızları Lokmacı’dan geçince tutuklanacaklar mı?

Lokmacı’dan geçemedim

Uzunyol’da kahve içemedim

Toprak hırsızı dediler

Ama ben “iki bölgeli iki toplumlu federasyon” isterdim…

(7 Ocak 2024 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)

About the author