Cumhuriyetçi Kıbrıslıtürkler ve korkak Kıbrıs Cumhuriyeti liderliği

Aziz Şah – Kıbrıs’ın işgal bölgesinde yaşayan Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşlarının Kıbrıs Cumhuriyeti’ne yüklediği manayı Kıbrıs Cumhuriyeti liderliği bile yüklemiyor…

-Sizin köyde yabancılara mal satışı başladı mı, diye soruyorum köyün en okumuşuna…

-Berikat Kıbrıs Cumhuriyeti tutuklattı o avukatı İtalya’da da duracak bu toprak satışları, diyor.

-Nasıl yani?

-Bizim köyde daha başlamadı toprak satışı ama Kıbrıs Cumhuriyeti’nin bu hamlesiyle bizim köy de kurtulacak!

Kim kurtaracak bizi son kurtarandan, demişti Mehmet Yaşın…

Kıbrıs Cumhuriyeti kurtaracak, diyor köyün en okumuşu…

TV 2020’de muhabir soruyor markette yakaladığı Kıbrıslılara,

-“Rum Yönetimi’nin Rum mallarını satanları tutuklaması hakkında ne düşünüyorsunuz?”…

Vatandaşların %90’ı “Rumlar haklıdır” diyor, %10 ise diyalog miyalog diyor. “Kanla aldık bizimdir” diyen kimse yok!

-“Hepsini tutuklasınlar”, diyor bir tanesi, “yediler bitirdiler memleketi”…

-“Bu malların Rum malı olduğunu, Rumun evinde oturduğumuzu bilmez miydiniz?” diyor bir diğeri…

-“Sadece kullanım hakkı verecektin, tapu vermeyecektin” diyor bir başkası…

-“İnsan var hem güneydeki malını sattı, hem geldi buyannı sattığı malın eşdeğeri olarak Rum malı aldı, döndü onu da sattı”…

-“Türkiyelilere da verdiler, insan tanırım sattı, yatırımını Türkiye’ye yaptı”…

-“Rumlar bizim güneydeki malımızı satmadı, sen kimin malını kime satan” diye kızıyor bir başka vatandaş…

Düz vatandaş düz mantığıyla diyor ki: Rumların gasp edilmiş malını satan tutuklanmalıdır!

***

Güneyde ise kendi korkaklığına kılıf olarak “Toprak hırsızlarını tutuklarsak ilişkiler bozulacak” diyor liderlik…

İşgal altındaki rehineliği “iyi ilişki” olarak görüyorlar. İşgalin devamını savunuyorlar! İşte, Kıbrıs Cumhuriyeti liderliğinin bu korkaklığı yüzünden yağmalanıyor Kıbrıs’ın toprakları…

Toprak satışlarını durdurmak için Kıbrıs Cumhuriyeti liderliği hiçbir şey yapmadı. Avukat Akan Kürşat’ın tutuklanması mı?

Kürşat’ın tutuklanmasından sonra konuştuğum etkili ve yetkili kişilerin hiçbir şeyden haberleri yoktu…

Akan Kürşat davası gökten düştü Kıbrıs Cumhuriyeti’nin başına…

Kıbrıs Cumhuriyeti liderliği Kürşat davasının ciddiyetini de anlamadı…

3-5 Kıbrıslı Türk müteahhit, avukat, emlakçıyı ve onlardan mal alan yabancıyı tutuklasalardı, Kıbrıs’ın kaderi değişirdi.

Toprakları Türkiye’nin işgali altında yağmalanan Kıbrıslı Rumların öfkesini bastırmaktır tek gailesi Hristodulidis’in…

Cumhurbaşkanı Hristodulidis Ankara’ya davet edilmek için Erdoğan’a yalvarırken, Dışişleri Bakanı Kombos “doğalgazı müzakere edelim” derken Kıbrıslı Türk bir avukat mı tutuklatırlar?

Tutuklama haberini “Avrupa” gazetesinden aldılar!

İşgal rejimi ve yerleşimci sömürgeciliği tarafından Kıbrıslı Rumların özel mülklerinin ve Kıbrıs Cumhuriyeti Devleti’nin kamu arazilerinin yağmalanması konusunda gerçek bir mücadele vermek niyetinde olsalardı 2006’da Ceza Yasası’nda yapılan değişiklik bunun zeminidir.

2006’da Kıbrıslı Türk müteahhitleri tutuklayarak bir mücadeleye girişselerdi yağma en başında duracaktı…

Türkiye Kıbrıs’ı 1974’te işgal etti, Rum ve Ermeni mallarını 1975’te “devletleştirdi” ve yerleşimcileri üzerine iskân etti. Ancak bugünkü yağma 2005’te başladı…

Rumlara ait toprakta yerleşimcilerin tarım yapmasıyla, toprağın satılıp üzerine inşaatlar yapılması aynı şey değildir.

1974’te Türkiye Kıbrıs’ın topraklarını çaldı ama toprakların statüsünü kalıcı olarak değiştirmek için inşaat yapmaya 2005’te Taşınmaz Mal Komisyonu’nun kurulmasından sonra başlandı. 

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi neden Taşınmaz Mal Komisyonu’nun (TMK) kurulmasına olur verdi?

AİHM Türkiye’nin malını gasp ettiği binlerce Kıbrıslı Rumun davalarının yüküyle baş edemeyeceği için TMK aracılığıyla Rumların mallarının tazmini ve iadesini mümkün kıldı.

Peki, işgal rejimi nasıl görüyor TMK’yı?

-Rum mallarını Türkleştirmenin aracı!

İşgalci akıl şöyle düşündü:

-Madem ki AİHM Rum mallarını Türkleştirmek için bize “yasal” olanak sundu, biz de hızla yağmalayıp TMK’yla yasallaştıralım!

2006’da 3-5 müteahhit tutuklansaydı kurtulmuştu memleket…

Toprakları henüz satılmamış köyün çocuğu “Kıbrıs Cumhuriyeti durduracak toprak satışlarını avukatları tutuklayarak” diyor…

-“Son kurtaran”dan Kıbrıs Cumhuriyeti kurtaracak bizi, diyor…

Hristodulidis ise Erdoğan’dan randevu istiyor…

(14 Ocak 2024 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)

About the author