Crans Montana’da kaldığı yerden nasıl başlayacak müzekereler, Bay Hristodulidis?

Aziz Şah – 01/02/2024

Kıbrıs Cumhuriyeti’nin ağzına emzik sokmak için Antonio Guterres’in kişisel temsilcisi olarak “türünün tek örneği” olan Maria Angela Holguin Cuellar adamıza gönderildi.

Cuellar neden “türünün tek örneği”dir?

BM Genel Kurulu’na ya da Güvenlik Konseyi’ne karşı bir sorumluluğu yoktur. Guterres’e bağlıdır…

Bu, Türkiye’nin Kıbrıs’ta “çözümsüzlük çözümdür” formülünü tescil ettirmek için talebiydi.

Türkiye Dışişleri Bakanlığı, “kişisel temsilci” atanmasına iki şartla rıza gösterdi: Temsilcinin görev süresi “ortak zeminin bulunup bulunmadığının araştırılması” ile sınırlı olması ve bu sürenin altı ayı geçmemesi.

Cuellar’ın özelliği bir “conflict resolution”cı olmasıdır.

Kıbrıs’ta bir conflict/çatışma durumu yoktur. 1958-1960 ile 1963-1968 dönemindeydi “toplumlararası çatışma”…

1974’ten itibaren Kıbrıs’ta bir çatışma değil, işgal var.

Kıbrıs’ta iki eşit taraf yoktur. İşgalci ve işgal edilen, yağmacı ve yağmalanan, işgalci güç ve esirler vardır.

1974’ten önce Kıbrıslı Türkler ve Rumlar arasında sorun vardı.

1974’ten sonra ise Kıbrıs Cumhuriyeti ve Türkiye arasında bir işgal meselesi vardır.

İşgal, iki taraflı bir çatışma değildir. Bizi bir “conflict resolution”cı anlayamaz…

Hristodulidis Crans Montana’da kalınan yerden devam etsin müzakereler diyor. Peki, Crans Montana’da nerede kalındı?

 -Güvenlik ve Garantiler konusunda!

Üzerinden kaç sene geçti, Birleşmiş Milletler görüşmelerinin tutanakları yayınlandı. Hâlâ yalan söyleniyor Crans Montana konusunda…

Federalistler Goebbels gibi yalan söylüyor Crans Montana konusunda.

Belgeler ortadadır: 3-5 defa Mustafa Akıncı’nın, 1 defa da “müzakereci” Özdil Nami’nin adı geçiyor tutanaklarda.

Müzakereler TC Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Kıbrıs Cumhurbaşkanı Anastasiadis ve BM Genel Sekreteri Guterres arasında geçiyor…

Hiçbir sözünü yazılı olarak taahhüt etmeyen TC Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu tarafından kandırıldığını söyleyerek Guterres müzakereleri bitiriyor.

Yalancı federalistler ise, “Crans Montana’da masayı devirenlerin başını Hristodulidis çekiyordu” diyorlar ısrarla…

Goebbels gibi bir yalanı senelerdir tekrar etmekle ne murat ediyorsunuz?

Etnik bencillik ve ayrılıkçılık temelinde söylenen her yalan şovenizm ve ırkçılık üretir!

Crans Montana’da masa devrildiyse, deviren Guterres’tir.

Gazeteci Makarios Druşotis Crans Montana hakkındaki kitabında BM tutanaklarına dayanarak yazdı masayı Guterres’in dağıttığını.

Druişotis garip bir şekilde Türkiye ve ABD’nin çözüm istediğini, Rusya’nın ve Rum Liderliği’nin çözüme karşı olduğunu yazar.

Druşotis, Türkiye’nin Kıbrıs’a yönelik yayılmacı hedefleri olmadığını (sayfa 14) da yazar. Türk ordusunun Kıbrıs’tan çekilmeye hazır olduğunu ama bunu Anastasiadis’in engellediğini iddia eder (sayfa 342).

O kadar öngörüsüzdür ki, Anastasidis’e gönderdiği mektupta 2017’de Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Rusya’nın himayesi altına gireceğini iddia eder (sayfa 346). Yıl 2024, Kıbrıs’ın güneyinden tasfiye edilen Ruslar kuzeye taşındı…

Türkiye’ye sempatisi ve Rusya alerjisi olan ilginç bir Kıbrıslıdır Makarios Druşotis. Kendisinin Tayyip Erdoğan’la da fotoğrafı var…

Neden söylüyorum bunları? Druşotis gibi taraflı birinin “Crans Montana” gibi taraflı kitabını dikkatli okursanız doğru verilere ulaşırsınız.

Kitabın 333’üncü sayfasında 6 Temmuz 2017 tarihinde 21.15’te gerçekleşen görüşmenin tutanakları aktarılır.

Görüşülen 6 başlıktan biri olan “güvenlik ve garantiler” konusunun “15 sene sonra” görüşülmesini talep eder TC Devleti. “Federal Kıbrıs” kurulacak, 15 sene sonra Türk askerinin durumu baştan müzakere edilecek…

Guterres kandırıldığını anlayarak şöyle der:

-“Bazı şeyleri yanlış anladığım net!”

-“Anlaşma için gerçekçi bir şans olmadığı ve çözümün gerekli unsurlarının başarılamadığı gerekçesiyle en doğrusu konferansı sona erdirmek olacak”…

Kim dağıtmış Crans Montana’da masayı?

Şimdi Kıbrıs Cumhurbaşkanı Nikos Hristodulidis diyor ki “Crans Montana’da kaldığımız yerden başlayalım”…

Yani, Türkiye’nin “Askeri birliklerimi 15 sene sonra Kıbrıs’tan belki çekerim” dediği noktadan…

-Yani, Guterres’in Türkiye tarafından kandırıldığı noktadan mı başlayacak müzakereler?

BM gözetimindeki müzakerelerin tek bir işlevi vardır: Türkiye’nin 50 senedir Kıbrıs’ta sistematik olarak işlediği savaş suçlarını meşrulaştırmak ve yasallaştırmak.

“Kıbrıs sorunu” anayasal temelde Kıbrıs Cumhuriyeti meclisinde çözülür.

(1 Şubat 2024 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)

About the author