Annita Dimitriu bir Türk müteahhidi midir?

Aziz Şah – 04/03/2024

Faşistler Rum malları için “Kanla aldık bizimdir” derler…

Federalistler ise “Mülkiyet sorunu bütünlüklü çözümün parçasıdır” der.

Faşistler ve federalistler bir elmanın iki yarısı gibidir. Aynı şeyi farklı kelimelerle ifade ederler.

-“Çözüm” olana kadar Rum mallarını yağmalamaya devam, derler.

“Çözüm” faşist için Türkiye’ye bağlanmaktır…

“Çözüm” federalist için Türkiye’nin garantörlüğünde etnik homojen Türk bölgesinde yaşamaktır.

“Federal çözüm”ün tek bir anlamı vardır: Toprak üzerindeki bütün oldubittilerin müzakere masasında Kıbrıs Cumhuriyeti’ne kabul ettirilerek ülkenin ırkçı-apartheid iki eyalete ayrılması.

“Federal çözüm” toprak hırsızlığının BM tarafından tasdik edilerek “yasallaştırılması”dır.

Hiçbir savaş suçu yasallaştırılamaz Bayan Dimitriu!

Hristodulidis, Dimitriu ve Kombos’un Akan Kürşat’ın İtalya’da tutuklanmasından Lefkoşa’da davanın düşürülmesine kadar geçen sürede yaptıkları budur: Türkiye’nin işlediği savaş suçlarının aklanması!

Kıbrıs Cumhuriyeti Meclis Başkanı Annita Dimitriu ne diyor?

-Mülkiyet meselesinin çözümü Kıbrıs sorununun çözümünden geçer.

Annita hanım bir Türk müteahhidi midir?

Türk müteahhitler ve emlakçılar da Dimitriu’nun söylediğini söylüyor.

Kıbrıs Türk Müteahhitler Birliği Başkanı Cafer Gürcafer ile Kıbrıs Cumhuriyeti Meclis Başkanı Annita Dimitriu aynı şeyi söylüyor.

Gürcafer, Rum arazilerinin üzerine inşaat yapan müteahhitlerin çıkarlarını savunuyor.

Dimitriu kimin çıkarlarını savunuyor?

Yağmalanan Rum mallarından ne çıkarınız var Bayan Dimitriu?

Dimitriu, “Mülkiyet meselesinin konuşulacağı yer mahkemeler değildir, müzakere masasıdır” diyor…

Sayın Annita Dimitriu, gelin sizi UBP’ye başkan yapalım, KKTC’yi ilelebet yaşatın!

Müzakere masasında tartışacak toprak kalmadı ki, neyi görüşeceksiniz daha?

Kıbrıs Cumhuriyeti Meclis Başkanı Dimitriu’nun Akan Kürşat davasına yorumu bu:

-Tek yol Kıbrıs sorununun çözümü! 

Hayır Annita hanım, bir “Kıbrıs sorunu” yoktur artık. Bir “Kuzey Kıbrıs sorunu” vardır. Güney için tehdit olarak gördüğünüz “Kuzey Kıbrıs”…

Kıbrıs’ın güneyi kendisini “Kuzey Kıbrıs”tan korumaya çalışıyor. Tek yaptığınız bu…

Sanıyorsunuz ki işgalci ile iyi geçinince size sıçramayacak kanser!

Kıbrıs’ın kuzeyindeki işgal, beynin %37’sini kaplayan bir kanser tümörüdür. 

Kıbrıs’ın %37 toprağını Türkiye’ye bağışladınız! Şimdi işgalci ile iyi geçinirsek kanser bize sıçramaz diye düşünüyorsunuz…

%37’si bir tümör tarafından işgal edilen bir beynin, geriye kalanının tümör tarafından yok edilmesi sadece zaman meselesidir.

Kıbrıslı Türkler yakında ölülerini gömecek toprak bulamayacak, mezarlıklar da imara açılacak. Ama Dimitriu “mülkiyet meselesinin konuşulacağı yer mahkeme değil müzakere masasıdır” diyor…

Dağ, orman, koruluk, alçak orman arazisi, arkeolojik ve doğal sit alanı, birinci sınıf tarım arazisi, sulak arazi, kıyı şeridi…

Türk işgali her yeri betona boğuyor!

Annita hanım müzakere masasında çözecekmiş mülkiyet sorununu.

Mülkiyet meselesi çözüldü, bütün araziler yağmalanınca ortada mülkiyet hakkı da kalmadı!

Timbu’ya Türkiyeli yerleşimciler için 30.000 kişilik yeni bir şehir kurulacağı konuşuluyor.

Derinya ile Varoşa’nın arasına, Varoşa’nın Kıbrıs’ın güneyi ile bağını tamamen kesmek için yaklaşık 5000 kişilik 1192 konutluk dev bir proje yapılacak.

Yerolakko’da 1500, Omorfo’da 1200, Mandres’de 1000, Trikomo’da 900 konutluk projeler planlanıyor.

Balıkhitre’ye 120, Komikebir’e 80, Karpaz’da Vatilakas’a (Derince) 100, Kalopsida’ya (Çayönü) 30, Vadili’ye 350,  Prastio’ya (Aydınköy) 50 ve Katokopia’ya (Zümrütköy) 50 konut planlanıyor. Bunlar TC Devleti’nin projeleridir.

Bu projeler güney-kuzey arasına bariyer olarak Yeşil Hat boyunca planlanmıştır.

Derinya projesinin duyurusunu Türkiye Cumhurbaşkanı yardımcısı yaptı.

Yerleşimci sömürgeciliği budur. Toprak hırsızlığı budur. Toprağın kalıcı olarak statüsünü değiştirmek için yerleşim birimleri kurulması ve nüfus taşınmasıdır yerleşimci sömürgeciliği!

Dördüncü Cenevre Konvansiyonu’na göre işgal altında kalıcı yerleşim birimleri kurmak savaş suçudur.

Annita hanım siz neyi müzakere edeceksiniz? Türkiye’nin savaş suçlarını yasallaştırmayı mı?

İşgal rejiminin İçişleri ve Yerel Yönetimler Bakanlığı Müsteşarı Hasan İslamoğlu 2013’te Karpaz Özel Çevre Koruma Bölgesi için şöyle dedi:

-“Karpaz’ı Kıbrıslı Rumlara geri vermemek için bu inisiyatifi alıyoruz. Ağaç olmayan her yerde yapılaşmaya izin verilecek”. 

(4 Mart 2024 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)

About the author