Burası Tartüf Efendi meyhanesidir

Aziz Şah – 10/03/2024

Bu yazıdaki kişiler ve kurumlar tamamen gerçektir.

Yaşar Ersoy’un Tartüf Efendi hakkındaki oyununu izlemeye gittik, kardeşim Oz Karahan’la birlikte…

Oz salona girer girmez, “Tiyatro sadece Kıbrıslıların bir faaliyeti mi?” diye sordu. “Bu kadar Kıbrıslıtürkü çok uzun zamandır bir arada görmemiştim” dedi.

-Nuh’un gemisindeki son Kıbrıslılardır bunlar, dedim.

Kıbrıs Cumhuriyeti idaresindeki özgür bölgede olan tiyatro salonlarından konuşmaya başladık…

-“Tiyatro salonu büyütülebilir, Avrupa Birliği hibe verir” dedi Oz…

-Buna da şükür… Tiyatronun damı çöktü nedir dediğin, bir senede anca yaptılar bir damı, dedim.

Oz, “Tabii burası Rum malıysa AB hibe vermez” dedi. Tuttu bizi bir gülme…

Tartüf Efendi başlamadan, biz toplumsal rezaletimize gülmeye başladık.

Acaba, dedim, Mustafa Akıncı tiyatro binasının kapısına “TUTULMUŞTUR” mu yazdı?

Tam oyun başlayacak, içeriye çok ağır İstanbul ağzı konuşan iki kişi girdi. “Bunlar da Türkiye’deki istibdad rejiminden kaçıp buraya rakı içmeye gelenler” dedik…

İşgalci için koca bir rakı sofrasıdır Hüzün Ana’mız.

-“Girne’de en çok satan gazete SÖZCÜ’dür, KIBRIS gazetesini ölüm ilanı için alanlar da öldü” dedim…

Sömürgeciler için Kıbrıs’ın işgal bölgesi koca bir rakı sofrasıdır, rakıları Tartüf Efendi doldurur.

Onlar için Eleni’nin zeytinliğinin üzerine kurulmuş vadedilmiş bir villadır burası. Bodrum’da alamadıkları evi Girne’de beşte bir fiyatına Eleni’nin çalınmış toprağında alırlar.

Burası Tartüf Efendi meyhanesidir.

***

Latin tarihçilerden Tacitus, Konsül Agricola’yı anlatırken şöyle der:

-“Hafiyeler konuşmak ve duymak hakkını bile bizden aldılar”…

“Tartüf 24” oyununu izlerken aklıma 1904’te Abdülhamid’e yazılan bir jurnal geldi:

-Bendeniz Taksim’de kahvede oturuyordum. Şehzade Reşat Efendi’nin oğulları oradan geçerken Yüzbaşı İsmail Efendi’ye gülerek ilgi gösterdiler. Bendeniz orada bulunan Nadir Efendi’ye “Bu Yüzbaşı, Efendilere baktı güldü, kimdir?” dediğimde “Bu Yüzbaşı, Efendilerin akrabasıdır, onun için güldü” dedi. Bilgi için sunarım.

Jurnal bu kadar. Şimdi gülebilirsiniz! 

Jurnallemek gibi olmasın, Kıbrıslı Türk toplumunu 50 sene önce kurduğu tiyatro okuluyla eğiten Yaşar Ersoy’un “Tartüf 24” oyununu izlerken aklıma ben doğmadan oynadıkları yasak oyun “Vatandaş oyunu” geldi.

12 Eylül 1980 darbesinden birkaç saat önce Lefkoşa’da Mısırlızade’de sahnelenen “Vatandaş Oyunu”…

Açılan soruşturmada yazdığı raporda bir müfettiş şöyle der:

-“Oyunda yağcılığın, kaçakçılığın, el-etek öpmenin ve üçkağıtçılığın alıp yürüdüğü sanatlı biçimde işlenmektedir”…

Haşmet Gürkan ve Tuncer Bağışkan olsa anlatırdı Lefkoşa’nın yıkılan son surlarını…

-“Tartüf 24” Türkiye’de oynanabilir mi? Türkiye’de yasak bir oyun Kıbrıs’ın işgal bölgesinde nasıl oynanabilir? Bu nasıl iştir Tartüf Efendi, koloni mi koloniciden çıkar, kolonici mi koloniden?

Tarikatın bekası padişahın bekasıdır, tarikat düşerse padişah düşer, padişah düşünce tarikat düşmez ama kılık değiştirir. Tarikat üzerinden ticaret, ticaret üzerinden ibadettir Tartüfizm.

Son izlediğim “yasak” oyun geldi aklıma “Tartüf 24”ü izlerken. Türkiye’de yasaklanan “İstibdad Kumpanyası” UBP-DP hükümetinde, olmayan devletin “Devlet Tiyatrosu” tarafından sahnelenmişti. Tiyatronun müdürünün Türkiye’de yasaklanan oyunu oynattığından haberi bile yoktu…

Yaşar Ersoy’un işi ayna tutmaktır yaşadığı çağa, topluma ve insanlık tarihine.

En güzel aynayı “Hüzün Ana ve Çocukları”nda Kıbrıs tarihine tuttu. “Hüzün Ana ve Çocukları” parçalanmış bir kökaynaydı. Baktıkça daha derinde kendimizden kopmuş bir parça bulduk…

“Tartüf 24”ün de parçalanmış bir kökaynaya ihtiyacı vardı. Seyircilerin karşısına dikilsin!

Çünkü izleyiciler hep başkalarına güldüler, kendilerinde kabahat aramadılar hiç!

Her ağacın kurdu kendinden olur, bu adanın Tartüf’leri de kendinden olmuştur.

Hüzün Ana’mızın istilacılar, sömürgeciler ve imparatorlardan olma “yavru”sudur Tartüf yüzyıllardır bu adada. İşgalciler alıp gitmez onları, içimizde bırakır…

“Bu küçük, güneşli anne toprakta

Bir mızrak yarasından başka ne kaldı

Yanıt ver ey tarihin yaşıtı zeytin,

Ey yırtığından incir fışkıran kaya!”

Hâlâ soruyor musun Fikret Demirağ?

İşgalci için meze olan anne toprağımızda kadehleri dolduran Tartüf’ler kaldı!

(10 Mart 2024 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)

About the author