Boşuna atmadı Dirvana o tokadı

Aziz Şah – 25/03/2024

Kıbrıs’a atanan Türk diplomatlarından sadece ikisine “Büyükelçi” sıfatı yakışır: Emin Dirvana ve Kaya Türkmen. Geriye kalanlar sömürge valisidir…

Bu iki muhteremi birçok kez kıyaslamışımdır. Kıbrıs’a gönderilen Türk diplomatlar içerisinde kimseyi tokatlamayan tek kişi de Kaya Türkmen’dir muhtemelen, Emin Dirvana da tokatçıdır!

Dirvana büyükelçi olarak atandığı Kıbrıs Cumhuriyeti’nin yaşaması için görevlendirildiğini anlatmak için adaya ayak bastıktan sonra gazetecilerle bir toplantı düzenler.

-“Ben Büyükelçi Emin Dirvana, sizlerle yüzyüze görüşme gereğini duydum. Elbette bir ülkenin basınının kamuoyu oluşturmakta önemli bir rolü vardır. Sizler de burada bu rolü üstlenmiş bulunuyorsunuz. Kıbrıs’ta birçok olaylar yaşanmış, kan dökülmüş ve bugün bir Cumhuriyet kurulmuştur. Elbette sizin de büyük bir sorumluluğunuz vardır”…

Sesini yükselterek devam eder Dirvana:

-“Nedir bu, Allah’ın günü Rumlarla uğraşıyorsunuz, onları çekiştiriyorsunuz… Sizin başka çekiştirecek konunuz yok mu?”

Müstear isimle kışkırtıcı yazılar yazan bir yazarın kim olduğunu sorar Dirvana…

Bu bölücünün Hikmet Afif Mapollar olduğunu öğrenince de bir tokat patlatır Mapollar’a!

***

Keşke Dirvana da sonrakiler gibi anılarını yazmış olsaydı da ekmek kırıntıları gibi Dirvana’nın hatıratını tane tane toplamasaydık…

Dirvana ve Türkmen Kıbrıs’ta kısa süre bulundular. Dirvana yaklaşık 2 sene, Türkmen ise 6 ay. Kıbrıs’ın tamamen birbirinden farklı iki dönemini yaşadılar.

Dirvana bağımsızlığını yeni kazanmış emekleyen Kıbrıs Cumhuriyeti’nde, Türkmen ise Türk işgali altında imam hatip inşa edilen günlerde…

Kıbrıs Cumhuriyeti’ni yaşatmak için görevlendirilen Dirvana, Kıbrıs Cumhuriyeti’ni savunan Cumhuriyetçiler Ahmet Muzaffer Gürkan ve Ayhan Hikmet’in TMT tarafından öldürülmesi üzerine istifa eder ve Kıbrıs’ı terk eder…

Kaya Türkmen ise Erdoğan’ın eski gözdelerinden Cemil Çiçek tarafından altıncı ayında aforoz edilir.

***

Türkmen’in Kıbrıs’ta geçirdiği 6 ay, nice sömürgeci bürokratın geçirdiği 6 yıldan uzundur.

2010 Ağustos’unda Ankara’ya gönderdiği “ilk izlenim raporu”nda şöyle diyor Sayın Türkmen:

“…Devlet sanki geçen hafta kurulmuştur. Vergi nasıl toplanır? Havayolu şirketi nasıl idare edilir? Öğretmen tayini nasıl yapılır? Elektrik ücreti nasıl tahsil edilir? Bunlara benzer onlarca sorunun cevabı henüz keşfedilmemiş gözükmektedir. Hükümetin başkanı ‘en düzgün kanunlarımız İngilizlerden kalanlar’ diyebilmektedir”…

Bugüne kıyasla “çok güzel günler” olan o günlerde bakın ne diyor Kaya Bey:

“KKTC’de nüfus transferinin arzu etmeyeceğimiz sosyal patlamalara neden olmasının önlenmesini teminen, adaya göçün behemehal kontrol edilmesi lazım geldiği kanaatini taşıyorum”…

-‘Sabah geldi, akşama kadar dört ev açtı ve kaçtı’ manşetlerini çok okudum Kıbrıs’ta” diyor Kaya Bey…

Bir TC Büyükelçisi olarak TC vatandaşlarının kimlikle girişlerine karşı çıkınca diline biber sürdüler Kaya Türkmen’in…

“Basınla sohbetlerimde kimlikle girişlerin sakıncalarını anladığımı ve buna son vermek gerektiğini söyledim durdum. Sen misin böyle konuşan? Bakanlık ağzıma biber sürdü. ‘Derhal düzelt’ dediler. ‘Kimlikle girişler devam edecek’ dediler. Emir demiri keserdi. Bir büyükelçilik açıklaması hazırlayıp getirdi arkadaşlar. ‘Kimlikle geçişler TC ve KKTC halklarının kardeşliğinin göstergesidir. Değiştirmek sözkonusu olamaz’ tadında laflar ettik” diyor Kaya Türkmen.

Bunun üzerine Afrika “Büyükelçinin kulağı çekildi” diye haber yapar…

Bay Türkmen şöyle diyor:

-Afrika haklıydı, aynen öyle olmuştu.

Yerleşimci nüfus politikasının doğrudan Ankara ve asker tarafından yönetildiğini inkâr edenler biraz da Türkmen’in anılarından okusun, kim belirliyor ve yönetiyor planlı ve sistematik nüfus kolonizasyonunu…

Kontrolsüz nüfus akışı yoktur. Tanığı da Kaya Türkmen’dir…

İrsen Küçük’ün Sayın Türkmen’e sözü ise çok manidardır:

-“Bütün pis işleri biz yaptık, bize biraz nefes alanı verin”…

Şimdi Ankara’nın pis işlerini yapan Kıbrıslıların bileklerine kelepçe takıyorlar. Nefes alanı da polis karakolunun havalandırması…

Boşuna atmadı Dirvana Mapollar’a o tokadı, pis iş yapmayasınız diye yediniz o tokadı, ama anlamadınız…

(25 Mart 2024 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)

About the author