Erdoğan’ın talimatı var: Kıbrıs’tan alabildiğiniz kadar toprak alın

Aziz Şah – 29/4/2024

6-7 sene önce Recep Tayyip Erdoğan bir talimat vermiş AKP milletvekillerine…

AKP milletvekillerinden bir tanesinin çocuğu, işgal bölgesindeki üniversitelerden birinde okuyordu. Adam sık sık gelip gidiyor Kıbrıs’a…

Ev sahibi Omorfo’nun tanınmış ailelerinden biri, fırsat bu fırsat açıkgöz Omorfolu AKP milletvekili ile yakınlık kurdu. AKP milletvekili de bu yakınlığa dayanarak Erdoğan’ın talimatını açık etti.

AKP milletvekili şöyle dedi:

-“Reis’in talimatı var: Kıbrıs’tan alabildiğiniz kadar toprak alın, özellikle Mağusa bölgesinden”…

Çünkü toprak hırsızlığını aklamanın bir aracı var Türkiye’nin elinde:

-Taşınmaz Mal Komisyonu (TMK)!

İstediği gibi Kıbrıslıların insan haklarına tecavüz eder Türkiye, sonra da “parası neyse verelim” der…

TMK nedir bilir misiniz?

Silah zoruyla insanları topraklarından sürgün ederek “insanlığa karşı suç ve savaş suçları” işleyeceksiniz. Bu suçların zaman aşımı yoktur…

Türkiye yargılanması gereken bir suç işleyerek gasp ettiği (çaldığı) toprağı, gene bir savaş suçu işleyerek Kıbrıs’a taşıdığı illegal yerleşimci nüfusa dağıttı.

İki savaş suçu birleşerek toprak hırsızlığı oldu.

1975’ten itibaren işgalci yerleşimci nüfusun iskân edildiği bu toprağın üzerine inşaatlar yapmaya ve toprağı alıp satmaya başladı. Suça yeni suçlar eklendi…

Başkasına ait bir malı satıyorsunuz, başkasının toprağına inşaat yapıyorsunuz. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 1 numaralı Ek Protokolü kapsamında garanti altına alınmış temel bir insan hakkı olan Mülkiyet Hakkı’na tecavüz ediyorsunuz.

1989’da Women Walk Home hareketi Kıbrıs tarihinin en önemli insan hakları mücadelesini vererek Yeşil Hat’tı ayakları ile çiğneyip namluların üzerine yürüdü.

“Barış içinde evimize yürüyoruz” diyen kadınlar Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kapısını açtılar Kıbrıs Cumhuriyeti Devleti’ni yöneten erkekler uyurken…

Uluslararası hukukun kapısı da mücadeleyle açılır ve mücadeleyle kapanır.

1989’da mültecilerin eve dönüş yürüyüşü ile başlayan süreç Titiana Loizidu’nun AİHM’deki davasıyla sembolleşir. Loizidu’dan sonra ardı arkasında AİHM’de davalar açılır…

Bu davalarla Türkiye’nin 40 milyar Dolar tazminata ve işgalden geri adım atmaya zorlanacağı uluslararası koşullar oluştu derken, Türkiye’yi kurtarmak için Strasburg devreye girer. Ankara’da hazırlanan Taşınmaz Mal Komisyonu Yasası’na Avrupa Komisyonu İnsan Hakları Direktörlüğü yetkililerinin verdiği “tavsiyeler” ile son şekli verilir. Annan Planı’ndan sonra Ankara tarafından hükümete getirilen CTP de yasayı geçirir…

Uluslararası hukukun kapısı namluların üzerine yürüyen kadınların mücadelesiyle açıldı, Strazburg’da perde gerisinde verilen mücadeleyle kapandı!

TMK Yasası’nın hikâyesi Kıbrıs’ta işgalin tarihidir.

Türkiye’nin sıkıştığı anda emperyalizm devreye girerek durumu idare ediyor. TMK Yasası da Kıbrıs’ta işgalin ömrünü uzatmak için Ankara-Strazburg hattında hazırlandı. Bu bilgileri emekli Başsavcı Zaim Necatigil’in “Kıbrıs Uyuşmazlığı ve AİHM Kıskacında Türkiye” kitabında bulabilirsiniz.

Türkiye, Kıbrıs’a taşıdığı lümpen yerleşimcilere dağıttı gasp edilmiş toprağın çoğunluğunu. Güneyde mal bırakan Kıbrıslı Türklerin “eşdeğer”i hiçbir şekilde kuzeydeki hırsızlığı karşılamaz.

Kıbrıs’ın işgal bölgesinde 1 milyon 453 bin dönüm Kıbrıslı Rum mülkü var.

Kıbrıs’ın güneyinde ise 455 bin dönüm Kıbrıslı Türk mülkü var. Elma verip elmas alamazsınız, Denktaş’ın “global takas” formülü çalışmaz…

Savaş suçları ve insanlığa karşı işlenmiş suçların sonucu olan bu toprak hırsızlığını aklamak için çıkarıldı TMK Yasası.

50 sene insan haklarını gasp edeceksiniz, sonra da “parası neyse verelim” diyeceksiniz…

AKP milletvekili şöyle dedi:

-“Reis’in talimatı var: Kıbrıs’tan alabildiğiniz kadar toprak alın, özellikle Mağusa bölgesinden”…

Ne de olsa TMK var, önce bir suçu işlesinler, sonra parası neyse verirler…

Peki, bu cüreti nereden buluyorlar?

Rum malı yağmasından tutuklanan Avukat Akan Kürşat’ı “bir yanlışlık olmuş, pardon” diye yargılamadan serbest bırakan Kıbrıs Cumhuriyeti’nin devlet yönetmeye korkan basiretsiz yönetiminden!

İnsanlığa karşı işlenmiş suçlar ve savaş suçlarının “bedeli” iki dönüm bir evlek arsa parası değildir.

Toprak hırsızlığı ve yağma Kıbrıs’ın ağacı, kuşu, böceği, insanı, foku ve muflonuyla yaşam alanını yok eden bir soykırımdır.

(29 Nisan 2024 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)

About the author