AKEL söylesin: 2007’de vatandaşlık verilmesini neden durdurdu?

Aziz Şah – 20/5/2024

Kıbrıs Cumhuriyeti Bakanlar Kurulu 2007’de aldığı kararla illegal yerleşimcilerle veya Türkiye limanlarından Kıbrıs’ın işgal bölgesine gelenlerle yapılan evliliklerden doğan çocuklara vatandaşlık verilmesini Bakanlar Kurulu kararına bağladı. Bu kararı Papadopulos-AKEL hükümeti aldı…

Hristofyas anılarında o dönemi şöyle anlatır:

-“Tassos Papadopulos seçildikten sonra, Bakanlar Kurulu’na ilk defa parti kadrolarıyla katılan AKEL’in de katkılarıyla ilerici bir toplumsal dayanışma paketi açıkladı… Kişisel olarak Papadopulos ile ilişkilerimizin sorunsuz ve çok yakın olduğunu söyleyebilirim… Güven iki taraflıydı”…

İki tane içişleri bakanı oldu Papadopulos-AKEL hükümetinin: 2003’ten 2006 Eylül’üne kadar Andreas Christou, Moskova’da eğitim görmüş AKEL kadrolarındandır. Limasol Belediye Başkanı olunca yerine Neoklis Sylikiotis geçti, daha sonra 2014-2019 arası AKEL’in AP milletvekilliğini yaptı Sylikiotis. Şu anda da AKEL’in Merkez Komite ve Politbüro üyesidir.

Yani Niyazi, 2007’de AKEL’in aldığı karara savaş mı açtı?

Vatandaşlık verilmesini durduran kararı alan AKEL İçişleri Bakanı ve şu anki Merkez Komite ve Politbüro üyesi Neoklis Sylikiotis ne düşünüyor acaba?

AKEL’in 2007’de aldığı karara karşı 2024’te AKEL’in Türk milletvekili Cumhuriyet’e nefret kusuyor:

-“Kıbrıs Cumhuriyeti Kıbrıslı Türklerin yaşam hakkını çaldı, vatansızlığa mahkum etti, insan haklarını gasp etti”…

Bay Niyazi!

Kıbrıslıların insan haklarını gasp eden Türk işgali ve yerleşimci sömürgeciliğidir.  

2019’da seçim kampanyasında Niyazi’nin “karma evlilik çocukları” diye bir konusu yoktu. 5 bin civarında Kıbrıslı Türkün yanında, 20 bin civarından Kıbrıslı Rumun oyuyla seçildi. Peki, Kıbrıslı Rumların oyuyla seçilen Niyazi kendisine sunulan bu “güven”i ne yaptı?

Avrupa Parlamentosu’nda “Türkiye-Libya Münhasır Ekonomik Bölge Anlaşması”nın iptali için Libya hükümetine çağrı yapılmasına yönelik oylamada Türkiye’den yana Kıbrıs Cumhuriyeti’ne karşı oy kullandı. Türkiye’nin Kıbrıslı Türklere uyguladığı baskılardan bahsedilen Avrupa Komisyonu’nun 2022 raporunda çekimser oy kullandı. Çünkü Türkiye’nin AB üyeliğinin önünü tıkıyormuş rapor…

Avrupa Komisyonu’nun “karma evlilik çocukları” ile ilgili “Kıbrıs vatandaşlığının köken esasına göre hangi koşullar altında elde edilebileceğine karar vermek de ulusal yasa koyucunun görevidir” şeklindeki cevabını gizleyerek manipülasyon kampanyası başlattı!

20 bin civarında Kıbrıslı Rum Niyazi’ye oy verdi. O da, kendisine sunulan bu “güven”i Türkiye’yi temsil etmek için kullandı. Şimdi de “Kıbrıslı Türklerin insan hakları” söylemi ile ayrılıkçı-etnikçi bir kampanya yürütüyor.

2007’de AKEL, karma evliliklere vatandaşlık verme yetkisini Bakanlar Kurulu’na verdi. Çünkü Türkiye’nin 50 senedir toprak ve nüfus üzerinde işlediği savaş suçları yasallaştırılamaz. Çocukların ne suçu var? Türkiye tarafından yerinden edilen 200.000 insanın ne suçu var?

Suç 200.000 insanı zorla yerinden edip, işgal ettiği topraklarda Kıbrıs Cumhuriyeti devletinin varlığını ve dolayısıyla insan haklarını ortadan kaldıran Türkiye’nindir.

Dördüncü Cenevre Sözleşmesi’nin 49’uncu maddesinde dendiği gibi, “İşgalci Güç, sivil nüfusun bir bölümünü işgal ettiği topraklara yerleştirmeyecektir”… Yerleştirirse bu yasallaştırılamaz. Yasallaştırılırsa bu savaş suçlarını teşvik olur. Bu tür sözleşmeler suçları önlemek için vardır. 

Çok yanlış bir yerden saldırdı Niyazi Kıbrıs Cumhuriyeti’ne…

Kıbrıs’ı 50 senedir işgal altında tutan, topraklarımızı yağmalayan ve yerleşimci nüfus ile kolonileştiren Türkiye iken, Niyazi diyor ki: “Kıbrıs Cumhuriyeti Kıbrıslı Türkleri VATANSIZLIĞA mahkum etti”…

“VATANSIZLIK” kavramı üzerinden bir kampanya yürütüyor Niyazi…

“VATANSIZLIK” uluslararası hukukta çok ciddi bir statüdür ve mülteciliği oluşturan koşullardan kaynaklıdır. Savaş ve çatışmalardan etkilenenler ve zorla yerinden edilen insanlar için kullanılan hukuki bir terimdir.

Vatansız Kişilerin Statüsüne İlişkin 1954 Sözleşmesi ve Vatansızlığın Azaltılmasına İlişkin 1961 Sözleşmesi’ne dayanır.

Türkiye Cumhuriyeti’nin işgali altındaki Kıbrıs Cumhuriyeti toprağında, TC vatandaşı anadan veya babadan doğan kimse “vatansız” bir mülteci değildir.

Seçim kazanacak diye yaptığı manipülasyonlarla ne hukuk bıraktı ne entelektüel ahlak. Bir seçim için nefret tohumları saçma Niyazi!

Bayım, AKEL’e sor bakalım 2007’de neden durdurdu vatandaşlık verilmesini?

(20 Mayıs 2024 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)

About the author