Savaş suçlusu inşaat şirketleri

Aziz Şah – 11/6/2024

Kıbrıs’ın işgal bölgesinde kimlerin taşınmaz mal alacağına ve “KKTC vatandaşı” olacağına askeri istihbarat Sivil İşler karar verir, yani Özel İstihbarat Başkanlığı!

Bir “Bakanlar Kurulu” toplantısından sonra kendisine yabancılara satılan taşınmaz malları soran gazeteciye “başbakan yardımcısı” Kudret Özersay, “Yabancılara ve İsraillilere mal satarken Sivil İşler’e soruyoruz” demişti.

Özersay cevabında özellikle “İsrailliler”in altını çizmişti…

Kıbrıs’ta Türk işgal rejiminin en önemli manipülasyon aracı “İsrailliler Kıbrıs’ın kuzeyini sessiz ve gizlice arazi satın alarak işgal ediyor” söylemidir.

40 bin Türk askerinin kontrolü altında 100 binlerce Türkiyeli yerleşimcinin iskân edildiği Kıbrıs’ın kuzeyinde “gizli işgal” var diyerek adeta aklımızla dalga geçerler…

Çeşitli gazeteciler, siyasiler, emlakçılar aracılığıyla bu “gizli işgal” söylemi yeniden ve yeniden üretilir: 50 senedir Kıbrıs’ta süren Türk işgaline karşı kuracak tek cümlesi olmayan kullanışlı ahmak Kıbrıslılar ise, “Toprakları satarak Filistin oluyoruz” diye ağlamaya başlar.

Birincisi Filistin’de toplamda satılan toprak miktarı %6’ydı (Bakınız: Yahudi tarihçi Ilan Pappe “İsrail hakkında on mit” kitabı), ikincisi ise Filistinliler değildi toprakları satanlar Lübnanlı zengin ailelerdi. Üçüncüsü ise Kıbrıs’ın işgal bölgesinde satılan toprakların ezici çoğunluğu Kıbrıslı Rumlara ve Kıbrıs Cumhuriyeti devletine ait kamu arazileridir, satanlar ise Kıbrıslı işbirlikçiler ve Türkiyeli yerleşimcilerdir.

Yani, Türkiye’nin işgali altındaki Kıbrıs’ın kuzeyi “Filistinleşmiyor”. Bu ideolojik bir çarpıtmadır…

50 senedir Türkiye’nin işgali altında olan bir toprak parçasında “İsrail’in gizli işgali” olduğunu söylemek öncelikle Türk Silahlı Kuvvetleri’ne haksızlıktır…

“Gizli işgal” söylemi bu yüzden kullanışlı ahmakları kullanmak için üretilmiştir.

***

Şimdi toprak satışlarına gelelim…

“Sivil İşler” olarak bilinen askeri istihbaratın “güvenlik soruşturması” olmaksızın taşınmaz mal alamazsınız ve “KKTC vatandaşı” olamazsınız.

Eğer “İsrailliler” gerçekten Kıbrıs’ın işgal bölgesinde binlerce dönüm toprak alıyorsa bu ancak askeri istihbaratın izni ile olur!

-“Yabancılara ve İsraillilere mal satarken Sivil İşler’e soruyoruz” demişti Kudret Özersay!

Peki, kimin “KKTC vatandaşı” olacağına ve Kıbrıs’ın işgal bölgesinde taşınmaz mal satın alabileceğine karar veren “Sivil İşler” nedir?

1976 yılında TMT’nin yerel silahlı örgütü Bayraktarlık GKK’ya dönüşür. Kıbrıs’ın kuzeyindeki bütün “güvenlik soruşturmaları”ndan sorumlu olan Sivil İşler ve Halkla İlişkiler Başkanlığı açık ismiyle bilinen Özel İstihbarat Başkanlığı (ÖZİB) da GKK’ya ve GKK üzerinden işgal ordusu Kolordu’ya (KTBK) ve TSK’ya bağlıdır.

İşte bu yüzden “Kıbrıs’ta İsrail’in gizli işgali” tam ahmakıslatan bir propagandadır…

Kıbrıs’ın işgal bölgesinde “güvenlik soruşturmaları” ile kimin toprak, kimin konut, kimin vatandaşlık alabileceğini Özel İstihbarat Başkanlığı (ÖZİB) belirler. Portakal bahçesi mi satacaksınız? Alacak olan kişinin “güvenlik soruşturması”ndan geçmesi gerekir…

Gelelim güncel olana: İzmir Yahudisi Simon Aykut’u Kıbrıs Cumhuriyeti Devleti 303A Ceza Yasası kapsamında çeşitli suçlamalarla tutukladı. Aykut’un dört tane vatandaşlığı olduğu ifade ediliyor: Türkiye Cumhuriyeti, KKTC, Portekiz ve İsrail. 

Ne dedik? Kıbrıs’ın işgal bölgesinde vatandaş olmak ve toprak satın almak için Sivil İşler’in “güvenlik soruşturması”ndan geçmek gerekir: İzmir’li Aykut bu soruşturmadan geçmiş olacak ki hem “Bakanlar Kurulu” tarafından “KKTC vatandaşı” yapıldı hem de binlerce dönüm arazinin üzerine milyarlarca Sterlinlik “gecekondu gezegenleri” inşa etti. Zaten adamın doğum yeri İzmir-Bergama!

AFİK’in diğerlerinden ne farklı var? Patronunun Yahudi olması mı?

AFİK ile Noyanlar, Northern Land, Döveç’in yaptıkları arasında niteliksel olarak hiçbir fark yoktur: AFİK’in patronu İzmirlidir, diğerlerinin Mağusalı. Bu şirketler Dördüncü Cenevre Konvansiyonu’na aykırı olarak işgal altındaki toprağın hukuki statüsünü değiştirmek için kolonizasyon faaliyeti yürütür. Savaş suçlusudur! Türk yerleşimci sömürgeciliğinin birer aparatıdırlar.

TSK’ya bağlı Özel İstihbarat Başkanlığı yani Sivil İşler izin vermeden toprak alamazlar ve konut satamazlar. Şirket patronlarının ceplerindeki pasaportun bir önemi yok: Kolonileştirme faaliyetleriyle insanlığa karşı suç işlerler ve Kıbrıslıların bireysel insan haklarına tecavüz ederler.

(11 Haziran 2024 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)

About the author