Kıbrıs’ı “kurtaran” adam: FİDİAS

Aziz Şah – 13/6/2024

Kıbrıs Cumhuriyeti elitinin iki tane partisi var: DİSİ ve AKEL.

Daha doğrusu Kıbrıs Cumhuriyeti devleti DİSİ ve AKEL’in plantasyonudur. DİKO ve EDEK’in ise daha başka bir tarihselliği var. Plantasyonun bekçisi gibidir onlar…

DİSİ ve AKEL’in temsil ettiği elit tabakanın savunduğu şudur: Devlet bizde kaldı, toprağı Türkiye aldı. Devlet için topraktan vazgeçelim. Bu fikri savunan kitap, makale ve manifestolar var!

“İşgal altındaki topraklarımızı kurtaracağız”, “200.000 mülteci evlerine geri dönecek” ya da “Girne’de yeniden Kıbrıs Cumhuriyeti bayrağı dalgalanacak” gibi fikirleri yoktur DİSİ ve AKEL’in.

Kıbrıs’ı işgalden kurtarmak değil, “elde olanı muhafaza etmek” üzerinde durur Kıbrıs Cumhuriyeti eliti.

Federalist DİSİ’de Başkan Yardımcılığı yapmış olan Harris Georgiades, “İki devletli çözümün Kıbrıs’ta ‘Helenizm’ in hayatta kalması için son seçenek olduğunu” 2021’de ilan etti. “Helenizm” adıyla iki devletli çözümü savunan Georgiades ileride Cumhurbaşkanı adayı olarak da çıkacaktır muhakkak karşımıza…

Bu yüzden silah zoruyla evlerinden kovulan 200.000 mülteci, işgal bölgesinde kalan malları için 10’da 1 değerini veren Taşınmaz Mal Komisyonu’na gizlice başvurur!

1 milyon Sterlinlik arazinin üzerinde milyarlarca Sterlinlik gökdelen yükselirken 80-100 bin arası tazminatı çaresizce kabul ederler, çünkü elitlerin toprak umurunda değildir: “Hain” toprağı satan mülteci olur, “kahraman” ise elitler!  

Kıbrıs’ın özgür bölgesinde gayet normal bir hayat ve normal işleyen bir devlet var. Bu devletin elmalarını da iki parti yer. Onların tek derdi, yarattıkları refahı işgalden korumak…

Müteahhitler Birliği Başkanı Cafer Gürcafer, “Purnara Mülteci Kampı’ndaki kişilerin büyük çoğunluğu kuzeye getirilen işçilerden oluşuyor” demişti… Kampta “röportajcı” olarak çalışan bir dostum var. Görevi gelen kişilerden önbilgi almak… “Purnara’ya kuzeyden mi geliyor sığınmacılar?” diye sordum, “Çoğunlukla evet” dedi.  

DİSİ ve AKEL’in temsil ettiği elitler işgali çoktan unuttular. Türkiye’den uçağa binip Timbu’daki Ercan’a inen, oradan da elini kolunu sallayarak Yeşil Hat’tı geçip Purnara’ya akan nüfus bile umurlarında değil…

Umurlarında olmadığı için önce ELAM doğdu, sonra da Fidias!   

Fidias, plantasyondan elma çalan çocukların temsilcisidir.

Fidias için kimisi Z kuşağı, kimisi sosyal medyanın gücü, kimisi sisteme tepki dedi.

“Siyasi görüşüm yoktur” diyen bir saçmalık kutsanamaz, ancak iyi ki aday oldu!

Fidias aday olmasaydı düşük ve iyi ihtimalle AKEL’den Anna Theologou seçilirdi. Yüksek ve en kötü ihtimal ise Fidias’a giden oyların yarısından biraz fazlası ELAM’a gitse, ELAM DİSİ’den sonra ikinci parti olurdu.

Yasal olarak 2011’de kuruldu ELAM. Tam mülteci krizinin başlangıcında…

ELAM’ın ilk kez AP seçimine girdiği 2014’ten bu yana bütün partilerin oyu düştü. Oyunu katlayarak artıran tek parti ise ELAM’dır.

2014 yılında %2.69’dan (6.957 seçmen) 2024’te 41.215 seçmenle %11,2’ye ulaştı ELAM.

2014 yılında DİSİ %37.75 alırken, 2024’te %24.8 aldı.

AKEL ise 2014’te %26.98 alırken, 2024’te %21.5 aldı.

Belediye seçimleri ile AP seçimi beraber yapıldığı için ahali sandığa gitti ancak %6,31’i AP sandığına boş oy attı. Partilere o kadar öfkeliler… Belediye başkanları Kıbrıs Cumhuriyeti’nde bağımsız aday olur, partiler dışarından destekler. Bu yüzden kişisel seçimdir belediye seçimleri.

ELAM’ın varoluş nedeni DİSİ ve AKEL’dir. 

2008 Euro krizi ile orta ve alt tabakaların dağılması, AKEL’in olmayan sınıf politikası, DİSİ’nin ise yönetemediği mülteci krizini bir araya getirince biriken öfkenin bir partiye ihtiyacı vardı. ELAM böyle çıktı…  

Kıbrıs, AB içerisinde nüfusa oranla en çok mültecinin olduğu ülkedir. Avrupa İstatistik Ofisi (Eurostat) 2021 verilerine göre Avrupa Birliği üyesi devletlerin nüfuslarına oranla kabul ettiği yeni mülteciler sıralamasında Kıbrıs Cumhuriyeti birinci sırada yer alırken, AB ortalaması ile 13 kat farkı vardı!

Fidias’ın aldığı 71 bin 330 “tepki oyu”nun yarısından biraz fazlası ELAM’a gitseydi, AKEL üçüncü parti olmuştu…

(13 Haziran 2024 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)

About the author