AFİK’ten şikayetçi olan AB vatandaşları neden tutuklanmadı?

Aziz Şah – 22/6/2024

Kıbrıs Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı’nın sayfasında yabancılara yönelik bir uyarı vardır. Bu uyarıda işgal bölgesinde Kıbrıslı Rumlara ait mülk satın almanın cezai ve hukuki sonuçları açıklanır.

Çalıntı toprak üzerinde mal alırsanız hukukta bir bedeli vardır:

-“Kıbrıs Cumhuriyeti yasalarına göre başka bir kişi adına kayıtlı bir mülkün kullanılması suç teşkil etmektedir. Bu suçun işlenmesi, 26 AB ülkesinden herhangi birinde uygulanabilir bir Avrupa tutuklama emrinin yanı sıra uluslararası bir tutuklama emrinin çıkarılmasına yol açabilir”…

İki tane Avrupa Birliği vatandaşı gidip AFİK tarafından dolandırıldığını söyleyerek Kıbrıs Cumhuriyeti’ne şikayetçi oldu.

Yani, iki AB vatandaşı Kıbrıs’ın işgal bölgesinde çalıntı toprağın üzerinde konut satın aldı ama tapularını alamadı.

Şimdi benim merak ettiğim:

-Kıbrıs Cumhuriyeti AFİK’ten şikayetçi olan iki AB vatandaşını neden tutuklamadı?

Suç işlediler!

Kıbrıs Cumhuriyeti Ceza Kanunu’nda mültecilere ait gasp edilmiş malları kullanan İngilizleri hedef alan bir değişiklik yapılmıştı 2005’te: 2 yıl hapisliği olan “Taşınmaz malın yasadışı kullanımı suçu” eklendi yasaya.

2 İngiliz’e Akan Kürşat’a yaptıkları gibi tutuklama emri çıkarmışlardı…

2006’da ise AKEL-Papadopulos hükümeti Ceza Kanunu’nda düzenlediği 303A Maddesi ile “başka bir kişinin taşınmaz mallarıyla ilgili hileli işlemlerle ilgili” 7 yıla kadar hapislik içeren değişiklik yaptı.

Madem iki tane AB vatandaşı kendi ayaklarıyla gelip suç işlediklerini itiraf ettiler…

Neden ibret-i alem için sallandırmadınız Eleftheria Meydanı’nda?

Buradaki esas mesele şudur: 28 Nisan 2009 tarihli Avrupa Birliği Adalet Divanı (ABAD) kararına göre Kıbrıs’ın işgal bölgesinde meydana gelen sivil ve ticari konularda Kıbrıs Cumhuriyeti’nin yetkisi vardır.

Yani, iki AB vatandaşının işgal bölgesinde dolandırılıp özgür bölgede mahkemeye başvurması ABAD’ın Orams Kararı’nın bir sonucudur. Hiçbir yasa ve mahkeme kararı sonsuza dek askıda kalmaz…

İşte böyle, ABAD kararına dayanan iki AB vatandaşının şikayeti var AFİK patronu 73 yaşındaki Simon Aykut ile oğulları 51 yaşındaki Afik Yaakov ve 49 yaşındaki Michael Mistriel Aykut hakkında soruşturmanın arkasında…

AFİK fitili kendisi yaktı: Kıbrıslı Rumlardan toprakları satın alacak güçleri vardı, gasp etmeyi tercih ettiler. 235.000 Euro’ya villayı sattılar, tapusunu vermediler. 

Dolandırılan iki AB vatandaşından ayrı olarak topraklarının üzerine AFİK tarafından gecekondu gezegenleri inşa edilen Kıbrıslı mültecilerin şikayetleri var Simon Aykut’a yönelik 124 suçlama arasında!

Bu iki AB vatandaşı 235.000 Euro’ya bir konut aldı ve kendilerine tapusu verilmedi.

Klasik KKTC hikâyesi: Bankaya ipotekli olduğu için birçok konut projesinde yaşanıyor bu durum. Böyle mağduriyetler yaşayanlar bundan sonra Kıbrıs Cumhuriyeti’ne giderek şikayette bulunup müteahhidi tutuklatabilirler.

Simon Aykut vakasında görüldüğü üzere şikayette bulunanları da tutuklamıyorlar, suç işlemelerine rağmen… 

Çalıntı malı ipotek kabul eden banka aleyhinde bile işlem yapılabilir böyle bir durumda çünkü 303A Ceza Yasası’na göre gasp edilmiş mülkün ipotek edilmesi 7 yıla kadar hapislik içeren bir suçtur. Diyeceksiniz ki, Lefkoşa Ceza Mahkemesi’nde alınacak karardan ne olur?

Banka uluslararasıysa Avrupa’da yaptırım uygulanır, yerel bir bankaysa patronu Uzun Yol’da kahve içmeye geçtiğinde “Rum malını nasıl ipotek kabul edersin?” diyerek tutuklanır.

Şöyle söyleyelim: Rusya’nın Ukrayna işgalinden dolayı maruz kaldığı yaptırım, izolasyon ve ambargoların hiçbirine maruz kalmadı Türkiye 50 senedir devam eden Kıbrıs işgalinden dolayı…

Türkiye Batı emperyalizmi ile entegre bir şekilde ve AB Gümrük Birliği’nin içinde hiçbir baskıya maruz kalmadığı için işgal ve yağma devam ediyor…

TC burjuvazisi Kıbrıs’taki işgalden dolayı tek bir yaptırama maruz kalsaydı 50 sene sürer miydi bu işgal?

TÜSİAD Avrupa bankalarından kredi alamasaydı işgal yüzünden, görürdünüz o zaman “milli dava”yı!

Kıbrıs Cumhuriyeti Devleti elindeki en basit hukuki araçları bile işgale karşı kullanmadı.

Akdeniz’e bir cezve gibi devrilmiş Kıbrıs’ın ortasındaki mahkemenin alacağı kararın ne hükmü mü olur?

Hele bir cezvedeki kahve köpürsün…

(22 Haziran 2024 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)

About the author