Telafisi olmayan ihanetler

Aziz Şah – 24/6/2024

Avrupa Parlamentosu seçiminin verdiği bir ders şudur: Yerleşimciler olmayınca Kıbrıs’ın işgal bölgesinde “siyasal alan” ortadan kalkar.

Ankara’nın icazetiyle AKEL Kıbrıs’ın işgal bölgesinde gidilmedik köy bırakmadı. CTP kadroları, ocak-bucak örgütlenmeleri, belediyeleri seferber oldu AKEL ve adayı Niyazi Kızılyürek için.

Trajediye bakın ki, 9 Haziran’da işgal bölgesindeki belediyeler için de seçim vardı özgür bölgede: Girne belediye başkanını seçtiler! İşgal bölgesindeki Girne belediyesinin olanaklarıyla da AKEL propaganda yaptı…

AB’nin finanse ettiği “İnsan Hakları Platformu” ise otobüs seferleri düzenledi. Topu topu 5 bin civarında insanı taşıyabildiler sandıklara…

Çünkü Kıbrıs’ın işgal bölgesinde ezici çoğunluğu oluşturan illegal yerleşimciler yoktu bu seçimde. Türkiyeli yerleşimciler olmadığında CTP siyaset yapamaz. 1990’dan beridir hitap ettikleri nüfus yerleşimcilerdir.

Bazı ihanetlerin telafisi yoktur. CTP ve TKP 1990’da DMP çatısı altında faşist YDP ile birleştiğinde seçim kampanyasında “Türkiye’nin icazeti bu kez bizdedir” diyen Özker Özgür, yerleşimcilerin köylerini dolaşarak,

-“Biz kazanırsak size tahsis edilen evlerin, toprakların tapusunu vereceyik” diyordu…

1995’te sahte koçan yasası İTEM’i geçirip tapuları verdi CTP!

1990 seçimlerinden bu yana siyasetin vaatleri tamamen Türkiyeli yerleşimcilerin ihtiyaçlarına göre belirlendi.

2 Aralık 1998’de Kıbrıs FM’de Mehmet Ali Talat şöyle diyordu:

-“CTP’nin güçlenmeye en yakın parti ve hak sahibi olduğuna inanıyorum… Türkiyeliler için İTEM Yasası’nı biz yaptık”…

54.000 yerleşimciyi “vatandaş” yaptıktan sonra 16 Eylül 2008’de Ferdi Sabit Soyer ise şöyle diyordu:

-“Kuran kurslarının resmi olarak açılmasına izin verdik. Niye mi? Türkiye’den gelen kayıtdışı çalışanları kayıt altına aldık, onlar da ailelerini getirdiler. Onların dini talepleri, ihtiyaçları için Kuran kurslarını açtık”…

Tek iskemle için geçen sene yapılan “ara seçim”de CTP’nin adayı Sami Özuslu’nun Türkiyeli yerleşimcilere vaadi “güneye geçiş”ti.

22 Mayıs 2024’te Sami Özuslu çıktığı ekranda şöyle dedi:

-“KKTC’nin bütün yurttaşları federal çözüm ile eşit birer Avrupa Birliği yurttaşı olacak”…

1990’da Özker Özgür’ün Rum mallarının tapusunu vadetmesinden bu yana yerleşimcilere “cennetten arsa ve vatandaşlık” vadeder noktaya geldiler…

2024 Avrupa Parlamentosu seçiminde bütün kampanyasını illegal yerleşimciler ve yasadışı limanlardan giriş yapanlar ile Kıbrıslıların evliliklerinden doğan çocuklara vatandaşlık vadederek geçiren Niyazi Kızılyürek de bu çerçevede yerleşimci nüfusa oynadı.

Vadedilmiş topraklarda vadedilmiş vatandaşlık…

AKEL yerleşimcilerin köylerinde bile propaganda yaptı ama onlar oy kullanamazdı, Kıbrıslı akrabaları oy kullanabilirdi: Çünkü kimin ortaya attığı bilinmeyen bir 30.000 “karma evlilik çocuğu” rakamı vardı.

1990’da Özker Özgür’ün Rum mallarına koçan vaadinden 2024’te Niyazi Kızılyürek’in AB vatandaşlığı vaadine bağlandı yol.

“Karma evlilik çocukları”na vatandaşlık vadettikçe sosyal medyada Niyazi Kızılyürek’e iki talep yöneldi: Eşlere de vatandaşlık ve yerleşimcilere güneye geçiş hakkı.

104 bin seçmenin olduğu Kıbrıslı Türk toplumunda ortaya hayali bir 30.000 “karma evlilik çocuğu” rakamı attılar:

Eğer 30.000 “karma evlilik çocuğu” olsaydı, 15 bin veli eder, 30 bin nene-dede eder, bunun daha teyzesi, halası, amcası, eniştesi, dayısı var. Yarısı oy kullansa, Niyazi Kızılyürek 2 defa seçilirdi!

Bay Niyazi de bu yüzden 2024 seçiminde 30.000 “karma evlilik çocuğu”nun üzerine oynayıp 2019’da kendisine oy veren 21 bin Kıbrıslı Ruma ihanet ederek Brüksel’de Türkiye’nin çıkarlarını savundu.

Kıbrıslı Türk toplumu “toplum” olma niteliğini ve niceliğini çoktan yitirdi. 104 bin seçmenin yarısından fazlası göç etmiş, hayali 30.000 sayısı üzerinden bir kampanya yürütüldü. Olmayan bir toplum üzerine siyaset yapamazsınız.

Yerleşimciler olmayınca CTP’nin harekete geçirebileceği Kıbrıslı bir kitle kalmadığını gördük…

2014’te “Liberal Kıbrıslı Türk ve nüfus sorunu” başlıklı yazısında –bizim söylediklerimizi söyleyen- Niyazi Kızılyürek’in dediği gibi:

-“Kıbrıs’ın kuzeyine yerleşen nüfus, tıpkı Cezayir’de yaşayan ‘Cezayir Fransa’dır’ sloganı atan Fransız koloniciler gibi… Kıbrıslı Türk liberaller Türk milliyetçiliği icra ediyorlar. Türk milliyetçiliğinin ‘Hatay Projesi’ni Kıbrıs’a taşımakta beis görmüyorlar…”

(24 Haziran 2024 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)

About the author