Uyuyan dev uyandı, midesinden sızan kanla!

Aziz Şah – 23/7/2024

Mülteciler son kavgaya hazırlanıyor. Akın akın şikayete gidiyorlar…

İşgal bölgesinde toprak gaspı ve yağmasına karışanların tek sığınağı “forever TRNC”…

İşgal bölgesinin dışına çıkmadığınız sürece rahatsınız! Avrupa’da iş yapan bir Türk şirketi için aynı durum söz konusu değil. Alman emlakçı davasında en önemli konulardan biri işgal bölgesinde kazanılan paranın Almanya’ya transferi: Kara para aklamaya girer bu ve emlakçının Kıbrıs’ta işlediği suç Almanya’daki şirketini de tehlikeye sokar.

Avrupa’da inşaat ihalesi alan bir Türk şirketinin işgal bölgesinde Rum malına inşaat yaptığını düşünün…

İşgal bölgesindeki toprak gaspı ve yağması üzerinden işlenen suçlar Uluslararası Ceza Hukuku’nda “sınıraşan suç-transnational crime” kategorisine girer. “İcrası, önlenmesi, doğrudan veya dolaylı etkileri birden fazla ülke ile ilgili suçlar” olarak tanımlanan sınıraşan suçlar 18 ayrı kategoridedir.

Hem Türk vatandaşı Simon Aykut’a hem de Alman vatandaşı Ewa Künzel’e yapılan suçlamalar “sınıraşan suç” kategorisi altındadır.

Bu neden önemlidir? Konu sadece Kıbrıs’la ilgili değildir. İşgal bölgesindeki toprak gaspı ve yağması Kıbrıs’ın ulusal sınırlarını aşarak başka ülkeleri ilgilendiren bir meseleye dönüştü.

Son olarak piyasada adını duyuran ABD kökenli DND Homes başta olmak üzere, hangi uluslararası şirket Rum malı yağmalamak için bütün dünya ile gemileri yakmayı göze alır?

Trikomo’da Rum malı yağmalamak için Teksas’taki işinizden vazgeçebilir misiniz?

Rum malı yağmaladığı için “suçtan elde edilen malvarlığı değerlerini aklama” (money laundering) ve “para aklamak için yasal işlere dahil olma” (infiltration of legal business) suçlamaları ile yüz yüze kalabilir uluslararası şirketler ABD, AB ve Kıbrıs Cumhuriyeti mahkemelerinde!

Kapitalizmin kendi koyduğu kurallar çerçevesinde günümüz dünyasında “kara para aklamak” ve “para aklamak için yasal işlere dahil olmak” Cenevre Konvansiyonu’nu ihlal ederek işlediğiniz savaş suçlarıyla kıyaslanamayacak önemdedir.

Simon Aykut’un kaçak olan oğlu Jack Afik Jaacov’a getirilen suçlamalar da -hukuk aleminden aldığım bilgiye göre- “vergi kaçırmak ve kara para aklamak için” kullanılan “shell companies” kurmakla ilgilidir. Hem de bu şirketleri Kıbrıs Cumhuriyeti’nde kurdu!

İşgal bölgesinde elde edilen malvarlığının Kıbrıs Cumhuriyeti üzerinden aklanması…  

-“Rumlar hukuk savaşı başlattı, ekonomimizi baltalamak için…” diye çığlık atıyor CTP, UBP ve Müteahhitler Birliği… “Ekonomimiz” derken bu suçları mı sahipleniyorsunuz?

İşlenen suç Kıbrıslıların boyunu aştı, o yüzden mahkemelere taştı. Yoksa Kıbrıslının toprağının kara para kadar önemi yok uluslararası hukukta!

Simon Aykut ve Ewa Künzel davalarını mahkemede izledim. Yargıcın ve savcının oturmuş bir mantığı var. Siyaset müdahale etmediği sürece bu davalardan kaçış yok…

En önemlisi, bu davalar 200.000 mülteciyi ve onların soyundan gelen “uyuyan devi” uyandırdı!

Alman emlakçı 5 konutun satışından 169.150 Euro kazandı, mahkemeye de “Almanya’ya gidebilmek ve tutuksuz yargılanmak için 100.000 Euro kefalet ödeyim” dedi.

Savcılık ise “Almanya’dan gelen ve Kıbrıs Cumhuriyeti ile hiçbir bağı bulunmayan, mahkum olma olasılığı olan zanlının serbest kalmasını hiçbir parasal kefalet sağlayamaz ve işgal altındaki topraklarda kendisine ait bir mülk olduğu için adaletten kaçma riski bulunuyor” dedi.

5 tane konutun satışıyla suçlanan Alman’ın başına gelen bu! 500 tane konut satan Kıbrıslı Türk müteahhitler ve emlakçılar ne olacak? Arazi satanlar? Aracılık edenler? Reklam edenler?

Bu davalar uyuyan devi uyandırdı!

Ayios Amvrosios’ta toprakları yağmalanan mülteciler Ewa Künzel davasında ifade verdi:

-“Mülklerimizin reklamının yapılması veya satılması için hiçbir zaman izin veya onay vermedik. Taşınmaz Mal Komisyonu’na başvurmadık. Mülkümüze rızamız olmaksızın el koyan tüm taraflardan şikâyetçiyiz”.

Girne cemaatinden Ayambroslu Pantelis Tofi şöyle anlatıyor hissettiklerini:

-“Bıçağı alıp midene saplamaları gibi bir şey… Kalbine değil, çünkü kalbinde ölürsün. Midene… Ve günlerce o yarayı açık tutarak geri gelip size eziyet etmeye devam ederler ve uyuyamazsınız”…

Uyuyan dev uyandı, midesinden sızan kanla!

(23 Temmuz 2024 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)

About the author