Aziz Şah – “Bu davalar siyasidir” diye bağırıyor Hırsız. Evet, siyasidir. Sizin hırsızlığınız ne kadar siyasiyse, davalar da o kadar siyasidir…
Kissinger “Türklerin adanın 3’te 1’ini işgal etmesinin bizim için bir sakıncası yoktur” derken ne kadar siyasiyse, o kadar siyasidir.
Önce AFİK’in patronu İzmirli Simon Aykut’un sonra da Alman emlakçı Ewa Künzel’in İstinaf Mahkemesi’ne tutuksuz yargılanmak üzere yaptıkları başvuru reddedildi.
Künzel’i reddeden Yüksek Mahkeme Yargıçları kararlarında şöyle diyor:
-“Mevcut davada, istinaf başvurusunda bulunan kişinin karşı karşıya kaldığı suçların ciddiyetinin tespit edildiğini görüyoruz. Bu sadece cezanın miktarından değil, aynı zamanda Türk istilası ve vatanımızın büyük bir bölümünün işgalci Türk birlikleri tarafından 50 yıl süren yasadışı işgalinin bir sonucu olarak Kıbrıslı Rumların mülklerine izinsiz girilmesiyle ilgili suçların doğasından da kaynaklanmaktadır.”
Bu karar şunu söylüyor: Toprak hırsızlığı basit bir “mülkiyet meselesi” değildir, parayla çözülmez!
Bu da şu demektir: AİHM’in “birey”lerin insan hakları temelindeki “hukuk”u Kıbrıs’taki toprak hırsızlığına adalet sağlamaz.
İşgalci Türkiye tarafından silah zoruyla topraklarından sürülen mültecileri Kıbrıs Cumhuriyeti yalnız bıraktığı için, Uluslararası Adalet Divanı ve Uluslararası Ceza Mahkemesi devreye sokulmadığı için mesele “bireysel mülkiyet hakkı”na indirgendi.
Kıbrıs Cumhuriyeti hukuk seferberliği ilan ederek Adalet Divanı ve Ceza Mahkemesi’nde mücadele başlatsaydı bile gene sonuç alınamayacaktı; ancak bizim nesil bu kadar diyetin altına sokulmayacaktı…
Geçenlerde Kıbrıs Cumhuriyeti mahkemesinde bir Kıbrıslı Türk avukatla karşılaştım,
-“Kıbrıs Cumhuriyeti’nin yaptığı hukuki olarak da yanlıştır, kuzeyde yargı yetkisi yoktur” dedi…
Acı acı gülümsedim! 50 kez yazıp tekrar etmişimdir, usandım da yazmaktan: Avrupa Birliği Adalet Divanı’nın 28 Nisan 2009 tarihli Orams Kararı’na göre Kıbrıs Cumhuriyeti mahkemeleri işgal bölgesinde sivil ve ticari konularda yetkilidir.
İşte tam da bu yüzden, savaş suçları mahkemeleri kolay kolay devreye girmediği için, her biri Cenevre Konvansiyonu’na göre savaş suçu olan toprak hırsızlığı vakalarının Kıbrıs Cumhuriyeti mahkemelerinde yargılanması uluslararası hukukun yapmadığını iç hukukta yapmaktır.
Silah zoruyla sürülmüş mültecilerin toprakları üzerine yapılan villada Türkiyeli gazeteci Erdal Güven, mültecilerin toprağını gasp eden Mehmet Ali Talat’a sorar:
-“Bildiğim kadarıyla bu evin de içinde bulunduğu site bir Rum arazisi üzerinde. Hatta siteyi yapan müteahhide dava açıldığı da söyleniyor. Bu sizi rahatsız etmiyor mu?”
Alman emlakçı Ewa Künzel sattığı 5 konutun yanı sıra, Rum malını gasp etmekten tutuklu.
Siz para verir satın alırsınız villayı ama o gaspa girer. Çünkü toprak gasp edilmiştir, hırsızlık malı bile isteye satın aldığınız için suç işlediniz…
Ewa Künzel ile Mehmet Ali Talat’ın suçu aynı. Talat neden tutuklanmadı?
Herkes aynı soruyu soruyor: İTEM Yasası’nı yapanlar neden tutuklanmıyor?
Onun için ayrıca yasa yapılması gerek. Şu ana kadar tutuklananlar 2006 tarihli 303A Ceza Yasası’ndan ve kara para aklamaktan yargılanıyor.
İTEM Yasası’nı yapan siyasiler de ancak gasp ettikleri ve satışına aracılık ettikleri mallardan tutuklanabilirler.
Talat göçmen olmamış yerli bir Girneli olarak bilinçli bir tercihle mültecilerin gasp edilmiş toprakları üzerinde bir villa satın alıp suç işledi…
Siyaseten ne savunuyorsa onu yaptı Talat!
Gasp olduğunu bile bile çalıntı malı neden satın alırsınız?
Çünkü hesap sorulmayacağından ve çalıntı malın yasallaştırılacağından eminsiniz!
Çalıntı toprağın üzerindeki villada kendisi ile röportaj yapan gazeteci Erdal Güven’e bunu söyler:
-“Sonuçta burası devletin (KKTC’nin) eliyle tahsis edildi ve mal sahibi tazmin edilecek, tazminatını alacak. Annan Planı’nda öngörülen (reddedilmiş) çözüm yöntemi de budur zaten”…
Sen başkasının malına tecavüz et, sonra da parasını vererek tecavüzü yasallaştır. Bunun da adı “federal çözüm” olsun!
Siyaseten ne savunuyorsa kriminal olarak da onu yaptı Talat. Savaşta evsiz kalmamış Talat’ın sırf zevkine ve siyasi amaçları için Rum malı gasp etmesi bir savaş suçudur.
(31 Temmuz 2024 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)
