İşgalciden samimiyet mi bekliyorsunuz?

Aziz Şah – 10 Temmuz 2024’te DİSİ ve Meclis Başkanı Annita Dimitriu bir muhtıra verdi Cumhurbaşkanı Hristodulidis’e…

15 Temmuz tarihli yazımda 4 maddelik muhtırayı özetlemiştim.

“Emrinizdeyim” diye bitiriyordu Dimitriu mektubu ama adeta Hristodulidis’e emir veriyordu…

Aldığı emirlerden birini gerçekleştirdi Hristodulidis!

29 Ağustos’ta Brüksel’de yapılacak olan Gayriresmi Dış İlişkiler Konseyi toplantısına Türk Dışişleri Bakanı Hakan Fidan davet edildi…

Kıbrıs Cumhuriyeti’nin münhasır ekonomik bölgesinde Türkiye’nin gerçekleştirdiği korsan faaliyetlere karşı AB’nin tek yaptırımı “Gymnich Toplantıları” denilen gayriresmi toplantılara Türkiye’nin katılımının askıya alınmasıydı.

Annita Dimitriu, Hristodulidis’e verdiği muhtırada “Türkiye ile Avrupa Birliği arasındaki Üst Düzey Diyaloğun yeniden başlatılması”nı emretti…

AB’nin güvenlik ve dış politika önceliklerinin ele alındığı AB Dışişleri Bakanları gayriresmi toplantılarına (Gymnich Toplantıları) Türk Dışişleri Bakanı’nın gözlemci olarak katılabilmesi için Kıbrıs Cumhuriyeti’nin izin vermesi gerekiyordu. Kıbrıs’a bu “gücü” Avrupa Konseyi’nin bir kararı ile verdiler.

Dimitriu da “Kıbrıs, Türkiye-AB Üst Düzey Diyaloğu’nun yeniden başlamasına rıza göstersin” dedi.

İşgalcisine bu kadar sevgi besleyen başka bir devlet bulamazsınız!

Rusya Olimpiyatlara bile katılamıyor 2 senedir Ukrayna’yı işgal etti diye…

50 senedir Kıbrıs’ı işgal eden Türkiye’nin “gayriresmi toplantı”lara katılımını Kıbrıs Cumhuriyeti askıdan indirdi…

Bu ne sevgi ah, bu ne ızdırap!

Kıbrıs Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Brüksel’de istihbaratçı Hakan Fidan’a ne söyleyecek, çok merak ediyorum…

Nedir şu Kıbrıslıların işgalcisi ile muhabbet etme merağı?

Kıbrıs’ın kurtuluşu için hiçbir vizyonu olmayan liderlik, işgalciyi müzakere masasına getirmek için yalvarıyor…

50 senede müzakere masasında %20’den başlayan toprak pazarlığı %37’ye çıktı. Daha ne vereceksiniz?

Hükümet Sözcüsü Konstantinos Letymbiotis, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Hakan Fidan’ın davet edilmesine olur vermesini,

-“Yüksek öneme sahip stratejik bir siyasi hamle ve iyi niyetin somut bir göstergesi” olarak tanımladı…

Letymbiotis, “Kıbrıs Cumhuriyeti’nin onayı, hem AB-Türkiye ilişkilerinin güçlendirilmesi hem de müzakerelerin yeniden başlatılması çabalarında ilerleme kaydedilmesi için yüksek öneme sahip stratejik bir siyasi hamle ve iyi niyetin ve samimi siyasi iradenin somut bir göstergesi. Bu iki konu da nisan ayında yapılan Avrupa Konseyi’nin AB-Türkiye ilişkilerine ilişkin sonuçlarında öngörülen hususlarla doğrudan bağlantılı” dedi.

AİHM kararlarını tanımadığı için hiçbir yaptırıma maruz kalmayan Türkiye, Doğu Akdeniz’deki korsan faaliyetlerinden dolayı “gayriresmi toplantılar”dan dışlandı…

AİHM kararlarının da Doğu Akdeniz kadar hükmü yok!

Avrupa Konseyi Türkiye’nin “gayriresmi toplantılar”a katılımını askıya aldı, Türkiye’yi “AB üyesi” olarak görmek isteyen Kıbrıs ise askıdan indirdi…

Türkiye hiçbir zaman AB’ye üye olmayacak. Ne Türkiye’nin AB üyelik planı var, ne de AB’nin Türkiye’yi üye yapmaya niyeti var. Ama Kıbrıs Hariciyesi’nin bundan haberi yok…

Olmayan ve olmayacak olan bir Türkiye-AB müzakere sürecine dayanarak hesap yapıyorlar…

Kıbrıs Cumhuriyeti Hükümet Sözcüsü “iyi niyet” gösterip 14 Ağustos’taki ikinci istilanın yıldönümünde “Türkiye Dışişleri Bakanı’na yönelik daveti onayladık” diyor…

Türkiye de “iyi niyet” gösterip 20 Temmuz 1974 işgalinin yıldönümünde TBMM’de “Kıbrıs’ta yegane çözüm iki devletlidir” diye tezkere çıkardı.

Letymbiotis şöyle dedi:

-“Artık Kıbrıs sorununda ilerleme kaydedilmesi için aynı samimiyeti ve iradeyi göstermek Türkiye’ye düşüyor”…

İşgalciden samimiyet mi bekliyorsunuz?

Annita zafer kazandı, Nikos’a dayattığını kabul ettirdi…

Kıbrıs Cumhuriyeti liderliğindeki “kelleler” birbirlerine karşı kariyer hesabı yapıyor…

2028 seçimlerinin hesabını yaparken 1974’ü unuttular!

Köken olarak DİSİ’li olsa da Hristodulidis son zamanlarda çok kutsanan “partisiz” politikacılardandır. “Partisizliği” kutsayarak kazandı seçimi. Sonucunda seçimi kaybeden bütün partilere muhtaç konuma düştü. “Partisizliğin” bedelini bütün çıkar gruplarının emir eri olarak Kıbrıs’a ödetiyor…

50 sene önce Kıbrıs Cumhuriyeti’ni yıkmak için Cenevre Konferansı’nda başlayan müzakereler yarım asırdır devam ediyor…

Kissinger yıkamadı Kıbrıs Cumhuriyeti’ni ama Annita’lar yıkabilir!

(19 Ağustos 2024 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)

About the author