İşgal rejiminin ne zaman derdi “turist” oldu?

Aziz Şah – Bakü-Larnaka uçuşları başlamış…

Yakında Kırgızistan’dan Larnaka’ya uçuşlar da başlayacak…

Larnaka’dan yol bağladık Orta Asya’ya!

Tufan Erhürman açıklama yapacak: “Erhan Arıklı’nın Larnaka’dan uçarak kımız içememesi bir insanlık ayıbıdır, utanıyorum!”

Üstüne de Avrupa’nın en büyük tur operatörü olan turizm devi TUI’un işgal bölgesini destinasyon dışı bırakması otel ve toprak hırsızlarının ağrına gitti…

Alemin akıllısı siz!

Oteli Rumlardan gasp ettiniz, toprağı Rumlardan çalıp üstüne kumarhane kondurdunuz, turisti da size TUI gibi turizm acentalarına devlet sübvansiyonları sunarak Kıbrıs’a turist getiren Cumhuriyet mi sağlayacak?

Saçmalamayın!

***

İşgal rejimine farklı tarihlerde üç paket halinde teklifler yapıldı son 30 senede Mağusa, Timbu (Ercan) ve Lefkoşa Uluslararası Havalimanı’nın açılması için: Doğrudan uçuş, doğrudan ticaret, doğrudan turist teklif edildi “KKTC”ye…

Ercan’a Londra’dan Berlin’den Brüksel’den uçaklar inecekti…

Bu teklifleri 1993’te Mümtaz Soysal-Rauf Denktaş, 2006’da Mehmet Ali Talat ve 2021’de Mevlüt Çavuşoğlu reddetti…

1991’de Avrupa’ya ihraç edilen ürünlere “KKTC” mührü vurulunca 1994’te Avrupa Topluluğu Adalet Divanı’nın (ABAD) kararı ile doğrudan ticaret durdu.

1993 senesinde daha ortada ABAD kararı yokken, Varosha’nın sahiplerine iadesine karşılık Lefkoşa Uluslararası Havaalanı’nın açılmasını BM Genel Sekreteri Ghali önerdi ama Mümtaz Soysal reddetti.

“Ambargoları” TC Devleti kendi eliyle yarattı…

Mümtaz Soysal 29 Mayıs 1993’te Hürriyet’te şöyle yazdı: “Kıbrıs Türklerinin dış dünyayla ilişkilerini kolaylaştırmak karşılığında Maraş’ın ‘verilmesi’ sözkonusu olduğu zaman, aşılması gereken birinci engel, bu psikolojik noktadır”…

Psikolojinizi bozmak için doğrudan uçuşların başlamasını teklif etmiş Ghali!

Anladınız?

Kıbrıs Cumhuriyeti’nin sübvanse ettiği TUİ’un işgal bölgesine turist getirmemesine neden kızıyorsunuz, Mümtaz Soysal’a ne kızmadınız?

***

Rumların otelini silah zoruyla ele geçirdiniz…

Topraklarını gasp edip üzerine kumarhaneler inşa ettiniz…

İnşaat sırasında çıkan tarihi eserleri yağmaladınız…

Ekolojik dengeye tecavüz ettiniz…

Kral Mezarları’nın üstüne rulet masası koydunuz…

Sonra da 3’te 1’i silah zoruyla evlerinden kovulan Kıbrıs Cumhuriyeti yurttaşlarının ödediği vergilerden sübvanse edilen TUİ gasp ettiğiniz topraklardaki rulet masasına turist getirsin diye beklersiniz?

Saçmalamayın!

***

Ghali Fikirler Dizisi’nden sonra Lefkoşa Uluslararası Havalimanı’nın açılması teklifi de işgal rejimini ilelebet payidar kılacak bir hamleydi. KKTC bir statü kazanacaktı. Peki, TC Devleti, kolonisinin statü kazanmasını ister mi?

Ghali ile benzer bir teklifi Papadopulos da yaptı: Maraş’ın ve Timbu (Ercan) Havaalanı’nın BM kontrolüne, Mağusa Limanı’nın da AB kontrolüne verilmesini teklif etti…

Mehmet Ali Talat reddetti Papadopulos’un önerisini.

Dört sene önce aynı teklifi Anastasiadis yapınca Mehmet Ali Talat ağzından kaçırdı:

-“Bu öneriyi daha önce de Papadopulos teklif etti, o zaman da ben reddetmiştim. Anastasiadis’in teklifi ‘Şeytanca bir öneri’dir… Bunun üzerine atlayan Kıbrıslı Türkler de oldu. Diyorlar ki, ‘Çok şey kaybettik’ filan… Neyi kaybettin? Senden Mağusa Limanı, Maraş ve Ercan Havaalanı’nı istedi, kaybettiğin nedir?”

Kanla alınmış Timbu’yu (Ercan), Varoşa’yı ve Mağusa Limanı’nı vermedi kahraman Talat…

Yoksa işgal valisi Metin Feyzioğlu çıkıp da BRT ekranında “Mağusa limanı satılacak” nasıl derdi?

Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Mağusa limanını, Mağusa’yı işgal eden Türkiye satıyor…

***

1990’larda Lefkoşa Uluslararası Havalimanı’nın açılması önerisinin reddedilmesine eski işgal valilerinden İnal Batu bile isyan etmişti:

-“New York’ta çok büyük fırsatlar kaçmıştır. 1990’lı yılların başında BM’nin bir planı vardı: Maraş ortak yönetime açılacaktı, BM kontrolünde eski otel sahipleri geri döneceklerdi. Lefkoşa havaalanı iki toplum için açılacaktı, turistlerden isteyen kuzeye isteyen güneye geçecekti… Kısacası ambargo kırılacaktı… Mağusa limanına uğrama yasağı kalkacaktı. Ben planı hararetle desteklemiştim… Diplomatik üstünlük sağlayacaktık, belki KKTC’nin tanınması sonucunu yaratacaktı… Reddedilmiştir. Sorumluluğu en fazla Denktaş’ta, biraz da Türkiye’deki DYP-SHP koalisyon hükümetindedir”… (Büyükelçiler Anlatıyor, Gül İnanç, s. 103)

(23 Ağustos 2024 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)

About the author