Lefkoşa Büyükelçisi göreve sansürle başladı

Gözde Bedeloğlu – Metin Feyzioğlu’nun yerine atanan Yasin Ekrem Serim Lefkoşa Büyükelçiliği görevine başladı. KKTC Başbakanı Ünal Üstel’in makamında ağırladığı Serim, görev süresi boyunca KKTC halkının her alanda hak ettiği aydınlık yarınlara ulaşması için elinden geleni yapacağını söyledi. Büyükelçi Yasin Ekrem Serim daha önce, adı uyuşturucu ticareti ve yasa dışı bahisle anılan ve Kuzey Kıbrıs’ta öldürülen mafya lideri Halil Falyalı ile kurduğu iş ortaklığı nedeniyle gündeme gelmişti. 2023 yılının Mart ayında gazeteci Seyhan Avşar’ın ulaştığı belgeye göre, 22 Aralık 2020’de kurulan Northern Trading isimli şirketin üç hissedarı dönemin Dışişleri Bakan Yardımcısı Yasin Ekrem Serim, kardeşi Halil İbrahim Serim ve Halil Falyalı’ydı. Yasin Ekrem Serim, Lefkoşa Büyükelçiliği görevine atanma kararından sonra adadaki ticari ilişkileriyle ilgili tüm haber içeriklerine, kişilik hakları ihlali gerekçesiyle erişim engeli getirtti.

Bugün Kıbrıs Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ayşemden Akın, Serim’in adadaki ticari ilişkilerinin sadece Falyalı ile sınırlı olmadığını, yeni büyükelçinin HİS Trading ve Black Sea Development adlı iki şirketi daha olduğunu belgeledi. Serim, Türkiye’de aldırdığı mahkeme kararını Kıbrıs’ta da uygulatmak istedi. Bugün Kıbrıs Gazetesi kendilerine gönderilen bir e-posta ile Serim hakkında yayınladıkları haberlerin kaldırılmasının istendiğini duyurdu. Gazete, “basın özgürlüğüne aykırı bu talebi kabul etmiyoruz. Türkiye’deki yasaların bizi bağlamadığını hatırlatırız” diyerek karşılık verdi. Bir büyükelçinin atandığı ülkedeki ticari faaliyetleri elbette dikkat çekicidir ve tarafsızlığına gölge düşürür. KKTC halkının her alanda hak ettiği aydınlık yarınlara ulaşması için elinden geleni yapacağını söyleyen Serim’in atama kararının ardından, hakkındaki iddialara yanıt vermek yerine, basın özgürlüğüne aykırı taleplerde bulunması büyük bir çelişki.

AKSA ENERJİ A.Ş’NİN ADAYA GİRİŞİ

KKTC Başbakanı Ünal Üstel’in, Lefkoşa Büyükelçisi Yasin Ekrem Serim’i ağırladığı ve aydınlık yarınlara ulaşılacağına dair karşılıklı iyi niyetlerin paylaşıldığı görüşmede, Kıbrıs’ın somut bugünkü karanlığı da konuşuldu. Üstel, yeni dönemde enerji konusunun gündemde olacağını, ülkede yaşanan enerji sorununu Türkiye ve KKTC olarak, hep birlikte ortadan kaldıracaklarına inandığını söyledi. Konuyu açalım. Uzunca bir süredir yaşanan elektrik kesintileri Kıbrıs’ın kuzeyinde hayatı felce uğratıyor. Faturalar ise hayli kabarık. Santralların çevreye verdiği zarar da cabası. 1996 yılında Teknecik bölgesinde yapımı tamamlanan, Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu’na ait (KIB-TEK) iki termik santral ile ülkenin elektrik ihtiyacı sağlanırken 2000’li yılların başında kiralama ve hizmet alımı modeliyle enerjide özelleştirmeye gidildi ve böylece T.C. merkezli Kazancı Holding bünyesindeki AKSA Enerji, KKTC’deki elektrik sorununa çözüm olacağı gerekçesiyle, devletten ilk ihalesini alarak Kalecik bölgesinde üretime başladı. Planlama, beş yıllık kiralama ve hizmet alımı üzerinden yapıldı. Ancak yıllar içinde imzalanan yeni sözleşmelerle alım garantisi düzenli olarak artırıldı. 2009 yılında, ihaleye çıkılmadan, KIB-TEK ile AKSA arasında Kalecik 2 sözleşmesi imzalandı. 2023 yılının Temmuz ayında imzalanan Kalecik 3 sözleşmesi ile de AKSA’ya 15 yıllık alım garantisi verildi. Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu Çalışanları Sendikası (EL-SEN) Başkanı Ahmet Tuğcu’nun aktardığı bilgiye göre sözleşmenin imzalandığı Temmuz 2023’ten itibaren elektriğe 7 kere ve yüzde 103’e yakın bir zam yapıldı. Yargıya taşınan 15 yıllık alım garantili sözleşmenin faturalara yüklediği ek maliyet ise 31 milyon dolar olarak hesaplandı.

T.C. SERMAYESİNİN ÖNÜ AÇILIYOR

2012 tarihli Sayıştay raporunda AKSA’nın, parasını aldığı halde taahhüt ettiği enerji üretim seviyesini yakalayamadığı, çevre açısından büyük önem taşıyan filtre ve arıtma tesislerini kurmak yerine ceza ödemeyi tercih ettiği tespiti yer almış. EL-SEN Başkanı Ahmet Tuğcu bugün de, KIB-TEK ve AKSA’ya ait santrallarda kapasitelerinin yarısı kadar üretim yapıldığına dikkat çekiyor. Alım garantisinden dolayı AKSA’ya yüksek miktarda paralar ödendiğini vurgulayan Tuğcu, yasa gereği yurttaşa maliyetine elektrik veren KIB-TEK Teknecik Elektrik Santralı’nın yıllar içinde elektrik üretemez hale getirilmesindeki amacın T.C sermayesinin önünü açmak olduğu görüşünde. Kamuya ait santrallar kötü yönetilerek, bakımları aksatılarak ve gerekli yatırımlar yapılmayarak ülkenin enerji alanı özel sektöre terk edilmişe benziyor. EL-SEN, sıkça yaşanan ve büyük mağduriyet yaratan elektrik kesintilerinin, Teknecik Santralı’ndaki depoların dibinde biriken kirli akaryakıttan arda kalan atıkların sebep olduğu arızalardan kaynaklandığını açıkladı. Aynı sebeple bacalardan yükselen siyah dumanlar da ciddi çevre kirliliği yaratıyor.

SENDİKAYA SABOTAJ SUÇLAMASI

AKP destekli Ünal Üstel başkanlığındaki KKTC hükümeti ise yaşanan uzun süreki elektrik kesintilerinden dolayı EL-SEN’i sorumlu tuttu ve KIB-TEK emekçilerini sabotajla suçladı. Sendika, santrallardaki arızaların bakımsızlığın yanında kalitesiz yakıt kullanımı kaynaklı olduğunu açıkladı. Yeni Düzen Gazetesi’nde 19 Ağustos’ta yayınlanan Ertuğrul Senova imzalı habere göre, Türkiye Elektrik Kurumu’na ait bir kamu kuruluşu olan Elektrik Üretim Anonim Şirketi (EÜAŞ), Teknecik Elektrik Santralı’nda kullanılmak üzere TPIC tarafından Kıbrıs’ın kuzeyine getirtilen yakıtın kirli olduğunu kabul etti. Söz konusu yakıt, 26 Temmuz’da adaya getirtilmiş ve Teknecik’teki jeneratörler, yakıtla buluştuktan sonra sadece 13 günde toplam maliyeti 2 milyon TL’yi bulan arızalarla karşılaşmıştı. TPIC tarafından, Türkiye merkezli İçkale’den temin edilen söz konusu fuel-oil’in rafinerisi, Başbakanlık ve KIB-TEK’in üst kademesi dahil kimse tarafından bilinmiyor. EL-SEN’in yakıttan numune alıp, bağımsız bir laboratuvara gönderilmesi talebi, KIB-TEK yönetimi tarafından reddedilmişti.

KIB-TEK DEVRE DIŞI BIRAKILDI

Zorunlu ihtiyaç olan elektriğin kamusal bir hizmet sayılması gerekirken, özel sektör için karlı bir pazar haline getirilmesine karşı çıkan sendika üye ve yöneticileri yıllar önce yine iktidarda olan Ulusal Birlik Partisi’nin (UBP) elektrik alım garantili anlaşmalarına karşı çıkmıştı. Ekonomi ve Enerji Bakanlığı ise AKSA Enerji ile yapılacak kapasite artırımlarının KIB-TEK’i devre dışı bırakacağı yönündeki iddiaların gerçek dışı olduğunu belirterek, KIB-TEK’in üretiminin de artırılacağını söylemişti. Bugün yaşananlar işçinin emekçinin haklılığını kanıtlıyor. Elektrik üretim ve dağıtım işinin özelleştirilerek topluma daha iyi hizmet sunulacağı balonu maalesef bir kez daha patladı ve kamu yararı yerine sermayenin çıkarının gözetilmesinin ağır sonuçlarını yine yurttaşlar sırtladı. Türkiye’nin ‘eşit egemen devlet’ diye lanse ettiği Kıbrıs’ın kuzeyi bugün elde kalan son kamu kurumunu da kaybetmek üzere. Üstelik de bizzat T.C. sermayesi ve onu destekleyen AKP onaylı KKTC hükümetinin marifetiyle. Hasılı, aydınlık yarınlar için ortam çok karanlık.

(23 Ağustos 2024 tarihinde Birgün gazetesinde yayınlanmıştır)

About the author