Dışişleri Bakanı Konstantinos Kombos, Kıbrıs sorununun referans noktasının artık Birleşmiş Milletler Genel Kurulu (UNGA) olduğunu belirtti.
Pazar günü Kathimerini gazetesinde röportajı yayımlanan Kombos, Genel Sekreterin çabalarının sona ermediğini, kendilerinin olumlu duruşunun sürdüğünü ifade etti.
Kombos röportajında Kıbrıslı Türklere de bir mesaj gönderdi; Tatar ve Ankara’nın iki devletli söylemlerinin, Avrupa vatandaşlıklarını ve bununla birlikte gelen çok sayıda faydayı otomatik olarak kaybetmeleri anlamına geldiği için çıkarlarına aykırı olduğuna dikkat çekti.
Konstantinos Kombos’a, Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın perşembe günü yapılacak olan gayriresmî Dışişleri Konseyi toplantısında bulunması ve Lefkoşa’nın arzu ettiği sonuç soruldu.
Dışişleri Bakanı Kombos, gündemin bölgesel gelişmeler de dahil olmak üzere karşılıklı ilgi konulara odaklandığını, her zaman Avrupa Birliği (AB)-Türkiye ilişkileri merceğinden bakıldığını ve Kıbrıs sorununun da bunun bir parçası olduğunu hatırlattı.
Ağustos ayında üçlü toplantı için Birleşmiş Milletlerin (BM) iki tarafı yoklama çabalarıyla ilgili soruya yanıt veren Kombos, BM tarafından yapılan bu eylemin daha önce de birden fazla yapıldığını, ‘hemen ve tekrar tekrar olumlu olan tarafın kendi tarafları olduğunu vurguladı; “Olumsuz taraf Türk tarafıydı” dedi.
Hükûmetin Kıbrıs sorunuyla ilgili ilerlemesinin nasıl olduğu sorusuna da Kombos şu yanıtı verdi:
“BM Genel Sekreteri’nin çabalarının sona ermedi. Biz olumlu olmaya devam ediyoruz.”
“Şu anki referans noktası BM Genel Kuruludur. Bu zaman dilimi içinde Genel Kurul toplantısına kadar muhtemelen Genel Sekreter bu konuda geri dönüş yapacaktır.”
“Ancak geçen yıl BM Genel Kurulu’nda Genel Sekreter’in benzer bir girişiminin olduğunu ve bunun diğer tarafça yine kabul edilmediğini unutmamalıyız.”
BM’nin iki tarafı ortak bir toplantıda bir araya getirme çabalarından söz eden Dışişleri Bakanı Kombos, Kıbrıslı Türklere mesaj göndermesi istenmesi üzerine şöyle dedi:
“Bütün Kıbrıslılar için özellikle yararlı olacak şeyin, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi tarafından belirlenen çerçeve içinde mutabık kalınan bir çözüme ulaşmak olduğuna inanıyoruz. İki devletli yaklaşım, ‘Kıbrıslı Türkler de dâhil hepimiz için felâket sonuçlar doğuracaktır. Çünkü bu, Avrupa vatandaşlıkları ve bununla birlikte gelen çok sayıda faydanın otomatik olarak kaybedilmesi anlamına gelecektir.” (KHA)
