“AB muktesebatı, ilke ve değerleri” ne demektir?

Aziz Şah – Kıbrıs Cumhuriyeti liderliğinin yaptığı klasikleşmiş bir açıklama vardır:

-Müzakereler AB muktesebatı, ilke ve değerleri çerçevesinde olacak!

Cebinizde taşıdığınız AB kimliğinin sizi tabi kıldığı “değerler ve ilkeler” nedir?

Cumhurbaşkanı, Meclis Başkanı, Hükümet Sözcüsü, Dışişleri Bakanı ve en aşağıya kadar herkes bu sözü neden tekrar eder?

Bu Baylar ve Hanımefendiler ile yüzleşme şansım olduğunda,

-AB ilke ve değerlerinden ne kastettiğinizi açıkça söyleyin, parmağınızın arkasına saklanmayın, diyeceğim onlara!

Üstü örtülü konuşulacak meseleler değildir bunlar…

Müzakerelerin AB muktesebatı, ilke ve değerleri çerçevesinde olması ne demektir?

İçişleri Bakanlığı Müsteşarı Dr. Elikkos Elia,

-“Büyük Avrupa ailemizin ilke ve değerlerine ve uluslararası hukuka dayalı bir çözüm. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararlarına saygılı ve tüm Kıbrıslılara modern, Avrupalı, normal bir devlette güvenlik ve ilerleme koşulları altında yaşama ve üretme hakkını verecek koşulları yaratan bir çözüm” dedi mesela!

AB muktesebat, ilke ve değerlerinin yanında bir de “normal devlet” terimi var. Onu da Antonio Guterres attı ortaya!

BM Genel Sekreteri Guterres 30 Haziran 2017’de “Umudumuz Kıbrıs’ın tamamen normal bir devlet halini almasıdır” demişti.

Guterres’in Kişisel Temsilcisi Holguin adadan ayrılmadan şöyle demişti:

-“Son dört ay içerisinde sivil toplumdan, gençlerden, iş dünyasından ve sıradan insanlardan duyduğum şey, gerçekliğin değişmesini ve NORMAL BİR ÜLKE haline gelmeyi istedikleridir”…

Şaşırmıştım bunu duyduğumda, Kıbrıslı Türkler nasıl oluyor da “normal bir devlet” istiyor diye!

Normal bir ülkede yabancı ordular ve üsler olmaz.

Normal bir ülkede garantörlük adı altında devletin egemenliği askıya alınmaz, garantörlük olmaz!

Normal bir ülkede yabancı orduların müdahale hakkı olmaz. 

Normal bir ülkede etnik-ırksal-dinsel ayrı bölgeler olmaz, çünkü bu insan haklarına aykırı ırkçı “apartheid”dir, ayrıca BM Sözleşmeleri ile yasaklanmıştır!

Meclis Başkanı Annita Dimitriu da “Artık zaman yoktur, Kıbrıs sorununa Avrupa değer ve ilkelerine uygun bir çözüm” dedi mesela!

Cumhurbaşkanı Hristodulidis ise “Kıbrıs sorunu AB’nin ilke ve değerleri temelinde tüm Avrupa vatandaşlarının çıkarlarını ve temel özgürlüklerini güvence altına alan AB muktesebatı aracılığıyla çözülebilir” dedi.

Hristodulidis’in “muktesebat” dediği “Avrupa Birliği Temel Haklar Şartı”nı kapsayan geniş bir çerçevedir. Müzakereleri ilgilendiren tarafı şudur:

Muktesebatın parçası olan “Avrupa Birliği Temel Haklar Şartı”na göre etnik kökene dayanarak kimsenin dolaşım ve ikamet, oy kullanma ve aday olma hakkını yasaklayamazsınız.

“İki bölgeli iki toplumlu federasyon” etnik kökene göre yasaklamaya ve kısıtlamaya dayalıdır. Kıbrıslı Türk ve Rumların mülkiyet hakkına, oturum hakkına, aday olmasına ve oy kullanmasına yasak ve kısıtlamalar getirilir!

Hükümet Sözcüsü Konstantinos Letymbiotis de “Tek amacımız AB’nin ilke ve değerleri temelinde müzakerelerdir. Bu çerçeve dışında kalan hiçbir şey kabul edilemez” dedi.

“Çerçeve” dediği “AB muktesebatı” etnik bölgeleri yasaklar!

Cebinizdeki AB kimliğinin “muktesebatı”dır bu.

Kıbrıs’ta “iki bölgeli iki toplumlu federal çözüm” olmayacak. Bunun bir nedeni de “muktesebat”tır. Kıbrıs Cumhuriyeti liderliği boşuna tekrar etmiyor “Müzakereler AB muktesebatı, ilke ve değerleri çerçevesinde olacak” cümlesini. AB üyesi bir ülkenin AB muktesebatına aykırı olmasını talep edebilir misiniz?

AB ilkeleri, değerleri ve muktesebatı…

Bu kadar sık tekrar edilen bir sözün içeriğinin kaç kişi farkındadır?

Kıbrıslı Türk federalistler “iki bölgeli iki toplumlu federasyon” ile “AB muktesebatı”nın birbirine tamamen zıt olduğunun bilincinde mi?

Kıbrıs Cumhuriyeti liderliğinin AB muktesebatı, ilke ve değerlerinin neden bu kadar çok üzerinde durduğunu anladınız mı?

Homojen “Türk” ve “Rum” bölgelerinden oluşan “iki bölgeli federasyon” AB muktesebatına aykırıdır ve BM Sözleşmeleri’nde yasaklanmış olan ırkçı apartheiddir!

İşte biz bu yüzden Üniter Kıbrıs Cumhuriyeti temelinde çözümü savunuyoruz. Irkçı apartheid maceralarla devleti yıkmak Kıbrıslıların sonunu getirir!

(29 Ağustos 2024 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)

About the author