50 yıllık apartheid

Aziz Şah – Gemikonağı’nda bir Türk askerinin arabasıyla ezip öldürdüğü Pakistanlı Naveed Akbar için yüreğiniz kabardı Haziran ayında. Öldürülen Pakistanlı genci unuttunuz bile…

Pakistanlılar nereye kayboldu?

Türk Silahlı Kuvvetleri mensubu askerin ifadesini bile alamadı polis. Türkiye’ye gönderildi…

Çünkü sömürgecilik bir sistemdir, ırkçılık bir sistemdir. Irkçı sömürgeci sistem kurumlarla çalışır. Bu kurumların en başında polis ve yargı gelir.

Ağustos ayında da Ticaret Odası ve Müteahhitler Birliği tarafından 7-8 bin Euro karşılığında getirilen Bangladeşli işçilerin Omorfo’da yaşadığı “köle kampı”na yüreğiniz kabardı.

Pakistanlı Naveed’i unutan yüreğiniz Bangladeşlilere kabardı…

Bangladeşlileri unuttuğunuzda Kasım’da, Ocak’ta, Mart’ta neye kabaracak yüreğiniz?

Kıbrıs’ın işgal bölgesindeki ırkçı apartheid rejimi inkar ettiğiniz için yüreğiniz kabarıp oturuyor.

Polisin ya da yargının Türk askeri tarafından öldürülen bir Pakistanlı için adalet sağlamasını ya da milyonlarca Euroluk insan ticareti ağını çökertmesini mi bekliyorsunuz?

Sömürgecilik bir sistemdir, ırkçılık bir sistemdir. Irkçı sömürgeci sistem kurumlarla çalışır. Bu kurumların en başında polis ve yargı gelir…

İşin ilginci Omorfo’daki “köle kampı” konuşulurken Müteahhitler Birliği hikayeden çıkarıldı.

Kıbrıs’ın işgal bölgesindeki “pislik” müteahhitlerden bağımsız konuşulamaz. Bu “pislik” müteahhit sermayesinin birikim şeklidir. “Pislik” üreterek birikir müteahhidin sermayesi. Sermayenin birikim şekli kültürü şekillendirir. Kültürünüz o pisliktir artık!

Ne kadar çok müteahhidi tutuklarsa Kıbrıs Cumhuriyeti o kadar refaha, mutluluğa ve adalete erişeceğiz!

İşin daha da ilginç tarafı, Ayios Amvrosios’ta (Esentepe) sekiz Bangladeşli işçi müteahhitten kaçıp yurttaş gazeteci Serdinç Maypa’ya sığındığında yürekleriniz kabarmamıştı.

Ayios Amvrosios’ta gasp edilmiş Rum toprağındaki köleler de Bangladeşli…

Omorfo’da gasp edilmiş Cypfruvex’tekiler de Bangladeşli…

Nasıl oldu da,

-“Purnara Mülteci Kampı’ndaki kişilerin büyük bir çoğunluğu, kuzeye getirilen işçilerden oluşuyor” diyen Müteahhitler Birliği ve Başkanı hikayeden çıkarıldı?

Sömürgecilik bir sistemdir, ırkçılık bir sistemdir. Irkçı sömürgeci sistem kurumlarla çalışır.

Nasıl oldu da, “Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı” işçi getirme konusundaki yetkisini Müteahhitler Birliği’ne devretti?

İşgal rejiminin 22/1992 Sayılı İş Yasası’nın 61. Maddesi’ne göre; “İşçilere iş bulmak, işveren ve işlere işçi bulmak için, kazanç amacı ile olsun veya olmasın bu alanda faaliyet göstermek, çalışmak veya büro açılmak yasaktır”…

İşçi getirme konusunda tek yetkili, yasal mevzuat gereği, KKTC Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’dır!

İşgal rejimi ihtiyaç duydukça Muhaceret Yasası değişir, Taşınmaz Mal Edinme Yasası değişir, demografi değişir, af çıkar, muafiyet çıkar…

Çünkü “pislik” bu değişikliklere ihtiyaç duyar.

Silah zoruyla 200.000 insanı topraklarından kovdunuz. İşgal bölgesinde 100.000 civarında Kıbrıslı Türk yaşarken, nüfusu 1 buçuk-2 milyona çıkardınız!

200.000 insanın topraklarını önce Türkiye’den getirdiğiniz yerleşimciler ile kolonileştirdiniz. İlk gelen yerleşimciler içinde inşaat işçileri de vardı. Ama yerleşimcilerin çocukları inşaat işçisi değil artık, müteahhit oldu! İşte bu yüzden Bangladeşliler ve Pakistanlılar getirildi…

İşgal rejimi işte bu yüzden “Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı”nın işçi getirme yetkisini Müteahhitler Birliği’ne devretti. Cafer Gürcafer’i sevdiklerinden değil ki yurtdışından işçi getirme yetkisini verdiler Müteahhitler Birliği’ne!

Kıbrıslı Rumların daha tecavüz edilecek binlerce dönüm toprağı var. İşgalin acelesi var…

Bir metre kare toprak bile bırakmayacak işgalci, yemin etti!

Yerleşimci sömürgeciliği toprak gaspına dayalıdır.

Türkiyeli yerleşimciler ise artık inşaat işçisi değildir, müteahhittir. 50 senede yerleşimcilerin statüleri değişti…

Bugün Bangladeşliler, Pakistanlılar ve Afrika’nın çocukları…

Yarın başka bir millet. Yüreğiniz kabarıp kabarıp oturacak…

50 senedir Türk işgalinin inşa ettiği ırkçı apartheid rejimine gözleriniz kapalı vazifenizi yaparsınız.

Bu süreçte duyduğum en manipülatif yorum şuydu:

-Ankara da görecek sizin gerçek yüzünüzü!

Haberi yokmuş Kıbrıs’ın işgal bölgesinde olandan bitenden Ankara’nın…

Gözlerinizi kapayın, vazifenizi yapın!

(30 Ağustos 2024 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)

About the author