Hakan Fidan AB toplantısında “izolasyonlar”ın kaldırılmasını ve “egemen eşitliği” savundu

Diplomatik kaynaklardan edinilen bilgiye göre, Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Avrupa Birliği (AB) Dışişleri Bakanları gayriresmî toplantısı kapsamında verilen yemekte yaptığı konuşmada başlangıçta Kıbrıs meselesine değinmezken, daha sonra ikinci müdahalesinde Türkiye’nin iki egemen eşit yapının iş birliği yapması gerektiği yönündeki pozisyonuna atıfta bulundu.

Dışişleri Bakanı Konstantinos Kombos, Fidan’ın ifadelerine Kıbrıs’ın duruşunu aktararak yanıt verdi. Kaynaklara göre, tartışmada düşük bir ton tutulurken, Kıbrıs tarafı AB üye ülkelerinin Kıbrıs meselesinin AB-Türkiye ilişkileriyle bağlantısı konusunda gerekli mesajları verdiğini düşünüyor.

Söz konusu kaynaklara göre, Fidan’ın ilk açıklamasından sonra görüş bildiren ülkelerin çoğu, AB-Türkiye ilişkileri ve Kıbrıs sorunu için Avrupa Birliği’nin Avrupa Konseyi sonuçlarında ve Güvenlik Konseyi kararlarında belirtilen pozisyonlarına ve Kıbrıs meselesinde ilerlemenin AB-Türkiye ilişkilerindeki gelişmeleri etkileyen gerekli bir unsur olduğuna değindi.

Üye ülkelerin ve Kıbrıs’ın açıklamalarının ardından Fidan, Kıbrıs Türklerinin izolasyonuna ve Kıbrıs’ta birbiriyle müzakere etmesi gereken iki egemen eşit yapı bulunduğu ve aralarındaki ilişkilerin AB-Türkiye ilişkilerindeki ilerlemeyi engellemesi gerekmediği yönündeki Türk pozisyonuna ilişkin yorumuna değindi.

Bu ifade, Kombos’un Kıbrıs sorununun çözümü çerçevesine ilişkin Kıbrıs Rum tarafının pozisyonunu ve Kıbrıs meselesindeki ilerlemenin AB-Türkiye ilişkileriyle bağlantısının gerekliliğini dile getirmesine yol açtı.

Kıbrıs tarafı, tartışmanın AB’nin görüşünün duyulması için bir fırsat olduğunu ve bundan sonra nasıl ilerleyeceğinin Türkiye’nin meselesi olduğunu değerlendiriyor.

Bununla birlikte, AB’nin şartlı olarak teşvik ettiği pozitif gündem göz önüne alındığında, AB-Türkiye ilişkilerinde atılacak sonraki adımların ne olacağı konusunda, aynı kaynaklar gayriresmî bir toplantı olduğu için Dışişleri Bakanları toplantısında nihaî karar alınmasının beklenmediğini vurguladı. Esasen, şu anda Gümrük Birliği’nin güncellenmesi, vizenin serbestleştirilmesi ve Avrupa Yatırım Bankasının rolü konularında teknik düzeyde görüşmeler söz konusu; ilgili kararların ise siyasî düzeyde alınması gerekiyor.

AB-Türkiye ilişkileri yemekte ele alındı

AB Dışişleri Bakanları toplantısında, AB-Türkiye ilişkileri öğle yemeğinde Türkiye Dışişleri Bakanı’nın da katılımıyla görüşüldü. Toplantının geri kalanında ise Ukrayna ve Orta Doğu’daki durum ele alındı.

Görüş alışverişi, AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell ve Genişleme Komiseri Oliver Varhelyi’nin ardından Hakan Fidan’ın konuşmalarıyla başladı.

Fidan, uluslararası ve bölgesel konular ile Türkiye’nin rolünden bahsetti. Ayrıca Türkiye’nin AB üyelik perspektifine de değinerek AB-Türkiye ilişkilerine değindi. Ancak Kıbrıs meselesine değinmedi.

Ardından üye ülkelerin Dışişleri Bakanları söz aldı. Diplomatik kaynaklara göre çoğunluk, AB-Türkiye ilişkileri bağlamında Kıbrıs meselesinin önemini vurguladı. Birçok üye ülke, Kıbrıs’a itirazlarını kaldırarak bu görüşmenin yapılmasına izin verdiği için teşekkür etti.

Paydaşlar, Türkiye’nin Ukrayna savaşı, Orta Doğu’daki çatışma ve Sudan’daki durum gibi çeşitli uluslararası konulardaki aktif rolünü vurguladılar. Kıbrıs konusunun da toplantıda ele alındığı hem Kombos’un açıklamalarından hem de toplantıdaki genel ifadelerden anlaşıldı.

Diplomatik kaynaklara göre Kombos, AB’nin kurallara ve kararlara dayalı olarak işlediğini belirtti. Ayrıca AB-Türkiye ilişkilerinin Kıbrıs meselesiyle bağlantısına, sadece müzakerelerde ilerleme ihtiyacı açısından değil, aynı zamanda Borrell raporundaki Türkiye’nin Kıbrıs’la ilgili yükümlülüklerine dair noktalara da değindi.

Fidan, ikinci konuşmasında yapılan atıflar üzerine Kıbrıs meselesine değindi. Kıbrıs Türk toplumunun izolasyonuna odaklanarak, bugüne kadar yapılan görüşmelerin Kıbrıs Türkleri için sonuç ve fayda sağlamadığını belirtti. Aynı kaynaklara göre Fidan ayrıca Kıbrıs’ta iş birliği yapması ve AB-Türkiye ilişkilerini etkilememesi gereken iki egemen eşit yapı olduğu görüşünü de ifade etti. (KHA)

About the author