Bütün müteahhit ve emlakçılar için “pilot dava”

Aziz Şah – Kıbrıs tarihinde dozerin iki işlevi var: Toplu mezarları kazdı, sonra da o toprağın üstüne inşaatlar yaptı.

İnşaat şirketleri Kıbrıs’ta yalnızca toprağı gasp etmedi, toprağın altındaki kemikleri de ortadan kaldırdı.

Kıbrıs tarihinde dozerin işlevi hakkında iki haber vardı dün…

20 Temmuz 1974’te Türk istilasının başladığı “5. mil” noktasında, yani Girne’de bulunan Karava ‘Pente Mili’ bölgesinde, işgalin ilk kurbanları olan yaklaşık 40-70 kişinin kalıntılarının bulunması için kazılara başlandı. 

20 Temmuz’da öldürülen bu insanlar toprağın altına nasıl girdi?

-Dozerle!

Türkiye “Famagusta” filmine çok öfkelendi. Ama bir “20 Temmuz-Girne” filmi çekilse herhalde aklını kaçırır…

İstila sırasında evlerinden kovulan Mağusalı ailelerin hikayesini anlatan “Famagusta” dizisi için bütün Türkiye ve ABD’deki Türk diasporası bile ayağa kalktı.

-“Ankara otur derse otururum, kalk derse kalkarım” diyen uşakları da Kıbrıs’ta ayağa kalktı.

“Famagusta” filmine karşı Türk birliği sağlandı!

O sırada aklıma Kıbrıs Cumhuriyeti Merkezi Cezaevi’ndeki Simon Aykut geldi…

“Famagusta” filmi için verilen tepkilerin binde birini göstermedi işgal rejimi Aykut için…

Bu hepinize ders olsun Baylar: İşgal kullanır ve atar!

Doğma büyüme bir İzmirli Türk olan Aykut’u bile gözden çıkardılar.

-“Bir Kıbrıslı Türk tutuklanırsa bu bir savaş nedenidir” diyen Cafer Gürcafer bile gitmiyor Aykut’a destek vermek için mahkemeye…

Dün bir kez daha Türk yerleşimci sömürgeciliğinin dozeri Simon Aykut’un tutuklu yargılanmasına hükmetti Ağır Ceza Mahkemesi.

Avukatları tutukluluğuna itiraz ettiği için mahkeme bir kez daha görüştü tutuklu yargılanıp yargılanmamasını…

Alt Mahkeme Simon Aykut tutuklu yargılanacak dedi, İstinaf Mahkemesi’ne itiraz ettiler.

İstinaf Mahkemesi tutuklu yargılanacak dedi, bu defa da Ağır Ceza Mahkemesi’ne itiraz ettiler…

Davanın görüşülmesini engellemek için oynanan avukatlık oyunlarından sıkıldım!

Denktaş’ın 40 sene müzakere masasında oynadığı “avukatlık oyunları”nı şimdi işgalin buldozeri Simon Aykut’un avukatları oynuyor…

Eğer Hristodulidis liderliği mahkemenin gidişatına müdahale etmezse, bu “avukatlık oyunları”nın sonunda çok önemli içtihatlar çıkacak ortaya.

-“Kıbrıs Cumhuriyeti’nin işgal bölgesindeki suçlarla ilgili yargı yetkisi yoktur” diyen Avukata mahkemenin vereceği cevap içtihat olacak.

Bu içtihatlar da -olur da yakalanırlarsa- Kıbrıslı Türk toprak hırsızı ve savaş suçlusu müteahhitleri bağlayacak…

Bundan sonra her yakalananın tutuklu yargılanmasına giden yolu döşeyen bir içtihat oluşuyor.

Mahkeme bu konuda çok tutarlı: Kıbrıs’la bağı olmayan, daha doğrusu Cumhuriyet kontrolündeki bölge ile bağı olmayan herkes tutuklu yargılanır.

Alt Mahkeme ve İstinaf Mahkemesi böyle dedi: Kıbrıs’la bağı olmayan tutuklu yargılanır!

Bunun üstüne Simon Aykut Larnaka’da ev aldı. Para olunca her sorun çözülür değil mi?

Mahkeme şöyle cevap verdi:

-Larnaka’daki mal sizi Kıbrıs’a bağlamaz.

Mahkeme “vatana bağı ve bağlılığı” tanımlayan bir içtihat yaratıyor.

Simon Aykut davası emsal oluşturacak “pilot dava”dır.

Bu davanın en önemli tarafı, Aykut’un avukatları, Savcılık ve Ağır Ceza yargıçlarının bir konuda tamamen hemfikir olmasıdır: AFİK ve DUMİCA şirketlerinin yaptığı herşey suçtur.

Ortada bir suç var, suçun olduğunu herkes kabul diyor.

Bu da Kıbrıslı Türk müteahhitleri bağlar işte: Daha duruşmalar başlamadan gasp edilmiş Rum mallarına inşaat yapan ve satan müteahhit ve emlakçılar suçlu ilan edildi!

Baylar ve bayanlar, suçlusunuz. Bunu Simon Aykut’un avukatları söylüyor…

Çünkü onların derdi Aykut’u kurtarmak. Onu kurtarmak için oğullarının üstüne attılar bütün suçlamaları!

Avukatlar özetle diyor ki: Toprak gaspı ve kara para ile ilgili suçlar işlenmiştir. Ancak bu suçları Mr. Aykut değil, oğulları işledi…

Ağır Ceza Mahkemesi de kararında, “Bu suçların Simon Aykut tarafından mı işlendiği araştırılacak” dedi. Sonra da “14 yıl cezası var, kaçabilir” dedi mahkeme…

(12 Eylül 2024 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)

About the author