New York’ta iki uşak ve bir efendi

Aziz Şah – Bir sınavda soruyu çözerken izlediğiniz yol önemli değildir, sonuç önemlidir.

İki devletçiler ve federalistler Kıbrıs’ta farklı yolu izleyip aynı cevaba ulaştılar!

Ersin Tatar ve Tufan Erhürman aynı şeyi söylüyor.

Tatar direkt uçuş, direkt temas ve direkt ticaret ile ambargoların kaldırılmasını talep ediyoruz diyor.

Erhürman ise yeni müzakere sürecinin sonucunda şu anki duruma (statükoya) geri dönülmeyeceğinin BM tarafından garanti edilmesini talep ediyoruz diyor.

-“KKTC’nin tanınmasını talep ediyoruz” deseler herkes gülecek.

KKTC’nin tanınmasını talep etmeden KKTC’nin tanınması nasıl talep edilebilir?

Tatar ve Erhürman’ın yaptığı şekilde…

İki farklı yol ile aynı sonuca ulaştılar!

Tatar masaya oturmadan “ambargo” dediği durumun sona erdirilmesini istiyor…

Erhürman ise masaya oturduktan sonra “ambargo” dediği durumun kaldırılmasını istiyor!

***

Uzun zamanda bu formülü üretti Fikri Toros-Tufan Erhürman-Özdil Nami-Asım Akansoy gibi CTP’liler: “Sonuç odaklı müzakere” dediler adına!

CTP diyor ki,

-Masaya oturmadan önce Birleşmiş Milletler Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kafasına bir silah dayayacak: “Önerileri kabul etmezseniz, statüko sona erecek” diyecek…

Statüko nasıl sona erer?

-Direkt uçuş, direkt temas ve direkt ticaret ile!

KKTC’nin tanınmasını talep etmeden statükonun sona erdirilmesini talep ediyorlar.

İki devletçi ayrılıkçılar ile federalist bölücüler aynı soruya farklı yöntemle aynı cevabı veriyorlar.

Özdil Nami çok nettir:

-“Rum halkına ‘Federasyona Hayır derseniz 2 Devletli çözüm olacak’ diyen bir referandum talep edilmeli” dedi 23 Eylül 2022’de!

***

İki devletçi ve federalist bölücülerin tek hesap etmediği Kıbrıs Cumhuriyeti’nin vereceği karşılıktır.

Çünkü zar attılar, tavla oynuyorlar!

1974 Ağustos’unda Klerides’in kafasına silah dayamışlardı müzakere masasında: Ya Türkiye’nin taleplerini kabul edersin, ya da savaş devem eder!

ABD Dışişleri Bakanı Kissinger ile Britanya Dışişleri Bakanı Callaghan’ın Klerides’e teklifi savaşmadan %30 toprağı Türkiye’ye vermesi ve Kıbrıslı Rumların topraklarından ve evlerinden feragat etmesiydi.

50 sene sonra CTP yeni bir formül buldu gasp edilen toprağı elinde tutmak için:

-Taleplerimiz kabul edilmezse BM statükoya geri dönülmeyeceğini garanti etsin!

Siz zarınızı attınız, çünkü tavla oynuyorsunuz…

50 sene önce Klerides’in kafasına dayadıkları gibi bir silah dayamalarını istiyorsunuz Hristodulidis’in kafasına!

Kıbrıs Cumhuriyeti’nin yapacağı hamleyi Dışişleri Bakanı Kombos açıkladı:

-“İki devletli yaklaşım, Kıbrıslı Türklerin Avrupa vatandaşlıkları ve bununla birlikte gelen çok sayıda faydanın otomatik olarak kaybedilmesi anlamına gelecektir”…

Kıbrıslı Türk işbirlikçiler Türkiye’nin oldubittilerini Kıbrıs Cumhuriyeti’ne dayatıyor…

Kıbrıs Cumhuriyeti de size soracak:

-Gasp edilen toprak mı, Kıbrıs Cumhuriyeti yurttaşlığı mı?

***

BM 50 sene önce işgal sırasında olanı biteni izliyordu. İşgal ordusu nereye kadar geldi diye haritalama yapıyordu. Haritayı da Cenevre’deki müzakere masasına koyuyordu.

50 senedir BM rapor yazar. BM’nin işi rapor yazmaktır. Gasp ettiğiniz toprakların tapusunu BM’den alamazsınız…

Federalistlerin BM’den talebi çok küstahça, tam yavuz hırsız ev sahibini bastırır:

-Müzakere masasına Türkiye’nin taşıdığı savaş suçu yerleşimci nüfusun vatandaşlığını koyacaklar, gasp ettiği toprağı ve garantörlüğünü.

Türkiye’nin Kıbrıs Cumhuriyeti’ne karşı işlediği savaş suçlarının yasallaştırılmasını müzakere edecekler.

Kıbrıs Cumhuriyeti bunları kabul etmediğinde ise BM “statükoya geri dönülmeyeceğini garanti edecek”…

Yani KKTC’nin tanınmasını talep etmeden direkt uçuş, direkt temas ve direkt ticaret talep edecekler.

***

Bin kez yazdım. Anlayan anladı, anlamayan anlamaz…

Çünkü algıyı “çıkarlarınız” ve “beklentileriniz” belirler: İki devletçiler ve federalistler kardeştir. Biri gasp ettiği toprağın kendisinin olduğunu söyler, diğeri ise gasp ettiği toprağın BM tarafından kendisine verilmesini talep eder!

Tatar ve Erhürman New York’un yolunu tuttular. Borazanları şimdiden Erhürman’ın Tatar’a karşı diplomatik hamle başlattığını yazıyor…

Tatar ve Erhürman Türkiye’nin verdiği diplomatik pasaportla gitti New York’a…

Kendilerine o pasaportu veren Tayyip Erdoğan da New York’ta olacak!

(23 Eylül 2024 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)

About the author