Bizi yokoluştan kurtaracak anamız

Aziz Şah – “Anamız amele sınıfıdır, yurdumuz bütün cihandır bizim” diyenlerin bayramı 1 Mayıs geçti…

Tarihin ciddi bir kırılma döneminde kutlandı dünyada bu 1 Mayıs…

2008’de başlayan ekonomik depresyonun çarkları Korona ile birlikte o kadar hızlı dönüyor ki ardını kestirmek zor…

Varolan bütün çelişkiler derinleşti…

Korona’dan önce ABD-Çin arasında ticaret savaşı vardı, bugün “Çin virüsü” diyerek düşmanlığı askeri biyolojik savaş boyutlarına taşıyor AB-ABD…

ABD emperyalizmi Venezüella, İran ve Çin kıyılarına donanma gönderdi. Korona sürecinde askeri gerginlik yükseldi…

Almanya atom bombası taşıyacak savaş uçağı filosu almaya hazırlandığını Korona günlerinde deklere etti. Ama Alman doktorlar koruyucu ekipman yokluğu yüzünden eyleme gitti…

Dur durak bilmeyen zelzelelerin tam ortasında yaşandı bu 1 Mayıs…

Ağır ellerini toprağa basıp, kulaklarını yere dayadıkları zaman fısıltıları bile duyanlar…

Onlar, fay hattının en dibinde sarsıntıları çıplak ayakları ile hissedenler…

Faydaki kırılmaları çıplak kulakları ile Mozart’ın senfonisi kadar net duyanlar…

İnsanlığın anası hissediyor olanı biteni en ön cepheden ve fayın en dibinden…

Tarihin en önemli 1 Mayıs’larından biriydi, belki en önemlisiydi bu 1 Mayıs…

Yeni bir sınıf mücadelesi dalgasının ilk habercisi…

Evlerde ve balkonlarda kutlanmasını boş verin…

Esas en ön cephelerde kutlandı bu 1 Mayıs. Dünyanın bütün hastanelerinde, üretimi durdurmayan fabrikalarda, gıda dağıtım ağlarında ve laboratuvarlarda!

Birinci Dünya Savaşı’nın içinde savaşan ülkelerde kutlanan 1 Mayıs’lar kadar kıymetliydi…

Savaşın içinde kahrolsun savaş diye haykıran işçiler gibi salgının ortasında varoluş krizi yaşayan insanlık adına yaşasın insanlık dediler…

1915’te Alman metal işçileri ne ise 2020’de Amerikan Amazon işçileri o…

Belki 1 Mayıs 1923’te Berlin’de kutlanan tarihi gün kadar önemliydi 1 Mayıs 2020 insanlık için. “1 Mayıs 1923” 1918’de başlayıp 1923’e kadar farklı dalgalar halinde süren ve yenilen Alman devriminin “son şansı”ydı!.. Alman devriminin 1923’te gömülmesi tarihin seyrini değiştirdi…

Başarısız her devrim gibi faşizmin beşiği oldu…

1 Mayıs 2020’de insanlığın gelinen aşamayı anlaması için “son şans”, “son uyarı”, “son kalk borusu”, son “uyan artık uykudan uyan esirler dünyası” narası olabilir…

Elimizde kronometre ve ateş ölçer yok ki ölçüm yapalım!

Sistemin ateşi insanın ateşi gibi değildir. Kaç dereceye kadar çıkabilir, kaç derecede patlar. Anlık siyasi ve ekonomik gelişmelere bağlıdır…

Tarihin kronometresi bazan o kadar hızlı seyreder ki bir haftada 10 yıllık gelişmeler yaşanır (2008 ekonomik krizinde olduğu gibi), bazan kontrolden çıkar 10 günde 100 yıllık gelişmeler yaşanır (1917 Ekim devriminde olduğu gibi). Bazı bazı da bir yıl 100 yıl kadar yavaş geçer (1945 sonrasındaki refah yıllarında olduğu gibi)…

Yani “zaman” her “zaman” aynı akmaz…

İnsanlığın varoluş-yokoluş savaşının zaman çizelgesi bazan çok yavaşlar, bazan çok hızlanır…

1 Mayıs 1923’ten sonrası 1933’te Hitler’in iktidara gelişiydi…

1 Mayıs 2020’den sonrası nedir yaşayarak göreceğiz…

Korona 2008-9’da başlayan depresyonu yeni bir aşamaya soktu. Hesaplaşma vaktini öne çekti…

2008-9’da başlayan Üçüncü Büyük Depresyon 2020’de yeni bir evreye girdi.

2008-9 krizinde dünya ekonomisi eksi 2 civarında etkilendi, korona sürecinde eksi 4’ün üzerinde etkilendi. Süreç daha tamamlanmadı, devam ediyor artçı zelzeleler…

2008-9 krizi dünyayı dolaştı. 15 Eylül 2008’de Wall Street’te başladı. Özel finans kurumlarını, büyük bankaları, sigorta ve mortgage şirketlerini yuttu. Battılar!

2008 depresyonunun ikinci aşaması Avrupa’yı vurdu. Yunanistan, İtalya, İspanya, Portekiz, İrlanda, İzlanda ve Kıbrıs’ı vurdu ikinci dalga.

Yunanistan’ın iflası “Lehman Brothers 2” olarak tanımlandı…

İtalya daha o krizden çıkamadı. AB’den borç istiyor, vermiyorlar…

Fransa ve İspanya resesyon alarmı veriyor…

Almanya ise atom bombası taşıyan savaş uçağı filosu almaktan bahsediyor…

2008 depresyonunun üçüncü aşamasında Brezilya, Güney Afrika, Rusya, Hindistan ve Çin 2016’ya dek sarsıldı. Brezilya ve Hindistan’da faşistler iktidara geldi…

2008’de Wall Street, 2015 ve 2016’da Şangay borsası çöktü!

2020’de Korona bu krizin üzerinde dans ediyor! 

Kapitalizmin dibi gördüğü ve nasıl çıkacağını bilmediği bir krizde, ikinci dibi gösterdi Korona.

Dibin dibindeyiz, bir dip daha var!

Ekmek yoksa halka pasta yeyin derler…

Bankalar ve şirketler batarsa devlet kurtarır. Peki devlet(ler) batarsa kim kurtarır?

2008-9 krizinde AB ekonomisi eksi 3 civarında etkilendi, Korona sürecinde ise eksi 3’e yakın. Süreç daha tamamlanmadı…

AB 1995’ten bu yana en kötü durumda. Yani 25 yıl geri gitti…

Balon patladı!

30 küsur senelik bütün hayatımda görmediğim kadar borsa kapanması gördüm son bir ayda…

Wall Street yalama oldu, aç-kapa!

“Her ev 1 Mayıs alanı” diyerek kutlanamayacak bir gündü 2020 1 Mayıs’ı…

“Balkon”a da sığmazdı…

Çünkü dünyada üretim durmadı.

Hatta zorunlu üretimin (sağlık ve gıda) dışındaki gereksiz metal sanayisi ve lüks üretim de durmadı.

Kapitalizm neden krizdedir bugün?

Elinde onlarca yıl yetecek televizyon ve otomobil olmasına karşın salgının ortasında solunum cihazı yerine otomobil ve televizyon üreten akıldışı bir sistem olduğu için…

Salgında neden gereksiz ürünlerin üretimi durmadı?

Sermayenin hareket yasaları hiç durmamak üzerine kuruludur, durursa iflas eder!

Bu yüzden eve ve balkona sığmaz 1 Mayıs…

İtalya’da balkondan balkona okunan aryaları zevkle dinledim…

Ama İtalya’da iki aydır Korona’ya karşı grevler durmadı.

Pomigliano’da Fiat işçileri…

Bologna’da Toyota işçileri…

Liguria’da tersane işçileri…

Puglia’da metal işçileri…

Birileri balkonlarda şarkı söylerken başka birileri fabrikalarda can verdi. Buna kapitalizm denir…

İtalyan arya sanatçılarını zevkle dinledim, hayatları pahasına grev yapan İtalyan işçilere ise hayran oldum…

Balkonda okunan aryayı sevmek başka, balkon muhalefetiyle dünya düzeninin değişeceğini düşünmek ise düpedüz parlamenter dalkavukluk!

Başta ABD olmak üzere bazı ülkelerde anamız amele sınıfının grev silahını kullanması sonucu General Electric gibi şirketler gereksiz üretim yapmak yerine solunum cihazı yapmaya ikna edildi.

Düşünebiliyor musunuz? Bütün dünya solunum cihazına ihtiyaç duyarken dev bir şirketin yöneticisi solunum cihazı üretmesi gerektiğini işçilerin zoruyla kabul ediyor.

Türkiye’de de bir benzeri yaşandı. İşçiler televizyon değil solunum cihazı üretmeliyiz, üretimden gelen gücümüze insanlığın ihtiyacı var dediler… Buna karşın fabrikada tek bir bandı solunum cihazı üretimine ayırdı patron! Diğer bantlarda binlerce işçi solunum cihazına ayrılan bandın farkını kapatmak için dip dibe üretim yapmaya zorlandı. “Televizyon üretiminde rekor kırması” için baskı gördü işçiler…

Depolar televizyon doluyken 10 gün üretimi neden durdurmadılar?

İşte bu sorudadır insanlığın varoluş-yokoluş krizinin sırrı…

Korona salgınında televizyon üretimi rekoru kırmak nasıl bir akıldışılıktır?

Bu yüzden ABD’den İtalya’ya Türkiye’den İspanya’ya durmadı üretim ve grevler…

İspanya’da Mercedes fabrikası neden kapanmadı bir aylığına? Mercedes batar mıydı? Fabrikada salgın baş gösterince işçiler greve çıktı…

ABD’de 150’yi aşkın grev oldu Korona sürecinde. 150’yi aşkın grevin yerlerini ABD haritasında işaretlemişler, çiçek tarlası gibi mübarek…

1 Mayıs’ta evde kalamayan Amazon, Whole Foods, Instacart, Walmart, FedEx, Target ve Shipt işçileri sınıf mücadelesi bayrağını taşıdılar…

Salgınla birlikte sınıf mücadelesi de yayılıyor ABD’de. Bir yanda Korona ile ilgili komplo teorilerinden beslenen Trump destekçisi faşistler, diğer yanda en ön cephedeki işçiler arasında bölünüyor ABD…

Dünya 1 Mayıs’ı ne evde ne balkonda kutladı…

Bu 1 Mayıs dünyada cephe hattında kutlandı!

Bu 1 Mayıs evde kalamayanların 1 Mayıs’ıydı.

Fazlasıyla öğreticiydi salgında geçen bu 1 Mayıs…

“Anamız amele sınıfıdır, yurdumuz bütün cihandır bizim” demedi boşuna Enternasyonal.

Gerçekten anamız amele sınıfıdır.

Bugün tıbbi malzemelerin üretiminden, ulaşımına ve dağıtımına, tıp bilgisi ile kullanılmasından çöpe atıldığı zaman yok edilmesine ve zararsız hale getirilerek dönüştürülmesine kadar bütün bu süreç amele sınıfının sırtındadır…

Doktorundan hemşiresine, teknik elemanlarından temizlikçisine hastanede çalışan emekçiler yerin yüzlerce metre altındaki madenciler gibi yaşadılar ölümü…

Bugün gıda mallarının üretiminden dünyaya dağıtımına, kısacası gıda dağıtım ağları diyebileceğimiz üretimden market reyonuna kadar yayılan süreç amele sınıfının sırtındadır…

Laf ola değil ki “anamız amele sınıfıdır” der Enternasyonal…

Bizim kuşak “işçi sınıfı bitti”, “tarihin sonu geldi”, “bilgi çağı”, “robotun insanla savaşı”, “4.0-5.0 sanal devrimleri”, “yeni finans kapitalizm” masallarıyla büyütüldü…

Amele sınıfı olmadan, amele sınıfı üretmeden bu yalanlar un çuvalı gibi yere yığıldı.

Üretim olmadan bilgisayar programcılığının karın doyurmadığını gördük bir kez daha.

Sokağa çıkma yasağı ilan edileceğinde herkes fırınlara ve marketlere koştu, kimse teknoloji marketlerine ve oto galerilere koşmadı!

Dünyada salgın boyunca toplu taşıma devam etti. Fabrikalara işçiler taşındı. “İşçi sınıfı yoktur, tarihin sonu geldi, kapitalizm sosyalizm karşısında nihai zaferini kazandı, sınıf mücadelesi sona erdi” diyen liberaller evlerinde gizlenirken işçi sınıfı fabrikalara gitti, sınıf mücadelesi verdi, sona erdi denilen tarihi baştan başlattı…

Şu soruyu bile düşündüğünüz zaman anlarsınız “anamız amele sınıfıdır” sözünün manasını: Hastanelerdeki tıbbi atıkları çöplerden kim topladı, kim imha etti, dönüştürdü, zararsız hale getirdi?

Kim?

80’lerin ortasından günümüze kadar bir kütüphane kitap yazılarak öldüğü ilan edilen işçi sınıfı tıbbi atıkları topladı, imha etti, dönüştürdü…

Ekonominin borsa kanallarında ekranda geçen rakamlardan ibaret olduğunu, grafikler, alınıp satılan kağıtlar, faiz yüzdelikleri, yani sadece rakamlardan ibaret olduğunu sanan ciddi bir kalabalık var.

Yiyecek ekmek olmayınca rakamlar beş para etmiyor!

Üretim olmadan o rakamların, finans denilen hokkabazlığın, borsa denilen kumarın ve gerçek dünyadan üstün tutulan sanal alemin aslında gerçek dünyanın, üretim süreçlerinin, emeğin sırtında bir asalak olduğu çıktı bir kez daha ortaya…

İtalya’da balkonlarda arya söyleyen sanatçıları zevkle izledim…

Ama aynı İtalya’da fabrikalarda canı için grev yapan işçilere hayran kaldım…

İnsanlık için en ön cephede savaşan emekçilerin bayramıydı bu sene 1 Mayıs. Gıda dağıtım ağlarından hastanelere, fabrikalardan laboratuvarlara…

(3 Mayıs 2020 tarihinde Afrika gazetesinde yayınlanmıştır)

About the author