Kürkçü dükkânı Kıbrıs Cumhuriyeti

Aziz Şah – Aşının adı bile yetti!

Şu Covid-19 aşısı daha salınmadan kusuyor bütün virüsleri ortaya…

Koronavirüsün eninde sonunda çaresi bulunur bulunmasına ama milliyetçiliğin, bencilliğin, kin siyasetinin çaresi bulunmaz diyorduk. İşte o gün geldi çattı…

“Bin gâvur kellesi bir kin ödemez

Bu kin benden vallahi de gitmez

Otuz bininin taşla ezsem başını
On bininin pensle söksem dişini
Yüz bininin çaya döksem leşini
Bu kin benden vallahi de gidemez
Bin gâvur kellesi bir kin ödemez” diyenlerin Rumlardan aşı talep ederken bile kafasının içinde bu Kin Şiiri dönüyor…

***

Bütün siyasi sapkınlıklar ortaya serildi…

%18 nüfusla %30 siyasi temsil elde ettiğimiz Kıbrıs Cumhuriyeti’nden siyasi temsil üzerinden gelen aşıların %30’unu talep etti kuzeydeki rejim.

Kuzeyin güneyden talep ettiğini söylediği 250 bin kişilik aşı Kıbrıs Cumhuriyeti’ndeki %30’luk siyasi temsil oranına denk düşer.

Kıbrıs Cumhuriyeti ise sayı istiyor! Siyasi temsil oranı ile aşı yapıldığı nerede görülmüş?

-Sayı kaç? Kalabalık mı?

%18 nüfusla %30 siyasi temsil elde etmenin sonucunda ortaya çıkan bencilliği bir kez daha ortaya serdi şu aşı!

***

İşin en tuhaf tarafı “Biz Avrupa Birliği toprağı olarak hakkımızı söke söke alırız” diye tirat atmasıydı Ali Pilli’nin. Hani de siz ayrı devlettiniz, iki devlet diye tutturdunuz… Türkiye hani de her zaman yanınızdaydı? Katolik-Protestan kulübü AB’den ve Ortodoks Rumlardan aşı mı istiyorsunuz?

Kıbrıs Cumhuriyeti kurumlarını, makamlarını, meclisini terk edip Rum liderliğine hediye ettiniz. 1964 yılında BM’de Türkiye Makarios hükümetini Kıbrıs’ın tek temsilcisi olarak tanıdı…

Yetmedi, 2000 yılında Klerides Denktaş’a “Gelin, Kıbrıs Cumhuriyeti anayasası temelinde müzakere edelim” dedi; Denktaş ile birlikte federalist Talat ve Akıncı da reddetti bu öneriyi. Akıncı “1963’ten itibaren Kıbrıs Cumhuriyeti Rum Cumhuriyetidir” dedi. Kıbrıs Türk liderliğinin 60 senede hiçbir öngörüsü tutmadı.

Amma velakin, Covid-19 aşısı talep ederken nüfusa ve ihtiyaca göre değil, 1960 Cumhuriyeti’nin siyasi temsil oranına göre talep ediyorsunuz…

Baylar! Bu halk sağlığı meselesidir, müzakere masasındaki toprak yüzdeliği pazarlığı değil…

-Ayrı devletim, diye bağırıyorsunuz…

Kıbrıs Cumhuriyeti’ne dünyada sizden başka kimsenin ne demek olduğunu bilmediği “Güney Kıbrıs Rum Yönetimi” diyorsunuz. Sonra da Rum Cumhuriyeti’dir dediğiniz, Rum liderliğine altın tepside hediye ettiğiniz Kıbrıs Cumhuriyeti’nde “hakkımız var, söke söke alırız” diye bağırıyorsunuz…

***

Karar verin…

Tanınma isteyen ayrı devlet misiniz?

Ayrı devlet iseniz düşman saydığınız bir başka devletin aşısında ne hakkınız var?

Neden nüfus ve ihtiyaca göre değil de siyasi temsil oranına göre, “siyasi eşitlik” temelinde aşı talep ediyorsunuz Kıbrıs Cumhuriyeti’nden?

Aşının adı yetti, %18 nüfusa %30 siyasi temsil ile aşıda, doğalgazda, toprakta, havada, suda %50 ortaklık ve siyasi eşitlik açlığını ortaya sermeye!

Çok mu açsınız?

Devletsizlik açlığıdır bu!

Hani, Türkiye sizin her zaman yanınızdaydı?

Gene döndünüz kürkçü dükkânı Kıbrıs Cumhuriyeti’ne, ha?

Son zamanlarda herkes Kıbrıs Cumhuriyeti’ndeki haklardan dem vuruyor…

Bugüne kadar hiç mızmızlanmayanlar bile kuzeyde hiçbir statümüz kalmadı, 1960 Cumhuriyeti’nden başka diyor…

Ali Pilli de güzel tirat atıyor!

-Hakkımızı söke söke alırız!

Hak verilmez alınır değil mi?

(21 Aralık 2020 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)

About the author