Askere değil, sağlığa bütçe!

Aziz Şah – 28 Temmuz 2019 tarihli yazımda şöyle demişim:
Sendikal Platform dedi ki:
“Tüm halkımızı önümüzdeki günlerde organize edilecek, ‘toplumsal varoluş için genel grev ve genel direnişe’ destek vermeye çağırırız…”
Ankara Kıbrıslı Türklerin tabutuna son çivileri çakarken Sendikal Platform “önümüzdeki günlerde organize edilecek” diyor, eylemler için…
“Önümüzdeki günlerde…”
Bir söz vardır, bilirsiniz…
Demir tavında dövülür!
Politikada zamanlama her şeydir…
Siz bayram, yaz sıcakları, öğretmenlerin yaz tatili diye demiri soğumaya bırakırsanız, sizin demiri döveceğiniz balyoz yaz sonunda sizin başınızı ezer…”

Tam bir sene önce Sendikal Platform “Tüm halkımızı önümüzdeki günlerde organize edilecek, ‘toplumsal varoluş için genel grev ve genel direnişe’ destek vermeye çağırırız” demişti…

O “önümüzdeki günler” hiç gelmedi. Organize edilecek denilen eylemler hiç yapılmadı… Temmuz, Ağustos, Eylül, Ekim, Kasım, Aralık ve 7 aylık pandemi süreci…

Bir sene önce korkak bir çağrı yaptı sendika bürokrasisi…

Korkarak çağrı yaptı çünkü eylem yapsalar da halk katılmayacaktı… Biliyorlardı!

Dünya çok kötü günlerin arifesindedir…

Sadece savaşlar ve salgın anlamında değil, büyük ekonomik çöküşler kapıdadır…

Pandemi sürecinde bütün dünya yeni eylem ve mücadele pratikleriyle tanıştı. 10 sene tıp okumuş hekimlerin metal işçisi gibi, birer proleter olarak, işçi olarak, emekçi olarak nasıl eylemci olduklarını gördük…

Hemşirelerin gücünü gördük…

Evet, salgına rağmen dünyanın sokakları boş kalmadı…

ABD’de 25 Mayıs’ta George Floyd öldürüldü, Temmuz bitti isyan durulmadı. İsyanın son durağı beyazların çoğunlukta olduğu Portland’dı. Siyahisi, Latinosu, Asyalısı, Beyazı ile Amerikan halkı ABD emperyalizminin askeri gücüyle tanıştı…

“Homeland Security” adındaki güvenlik teşkilatı Portland sokaklarında, aynı 1990’ların Türkiye’sinde “Beyaz Toroslar” ile insan kaçırır gibi, plakasız araçlarla eylemcileri kaçırdı…

ABD’de isyan iki aydır durulmadı. Eyalet eyalet geziyor, aşama aşama ilerliyor…

İsyan kitlelere öğretiyor “Amerikan rüyası”nın iç yüzünü…

Amerika ayağa kalkarsa, dünya ayağa kalkmak zorundadır. Çünkü dünya kapitalizminin kalbi orada atar. Savaşların ve salgının yanında, büyük ekonomik çöküşler kapıdadır…

Klasik anlamda bir üretim-dağıtım-tüketim ekonomisi olmayan tamamen dışa bağımlı Kıbrıs’ta dünyadaki iflasların girdabında kaybolacağız…

Süren ekonomik krizden kaçıp kutulamazsınız da…

Biz bugün TL yüzünden krizde olduğumuzu sanıyoruz, dünya kapitalizminin krizini idrak edecek durumda değiliz toplum olarak; hele bir vursun, o zaman herkes anlar…

Ekonomik yıkım kapıdayken bizim memlekette sendikalara çöreklenen bürokratlar grev ilan etmekten acizdirler…

Bir sene önce Temmuz’da Sendikal Platform ‘toplumsal varoluş için genel grev ve genel direniş’ çağrısı yaptı. Bir sene geçti, yaprak kıpırdamadı! Salgında 7 aydır ek mesaisi ödenmiyor sağlık emekçilerinin, hayat pahalılığı ödenekleri kesildi; sendikalar ise grev yapmaya utanıyor…

Sağlık emekçilerinin ek mesaisini ödemeyen rejim ödemediği ek mesailer ile askerin savunma bütçesini karşıladı…

Ankara’nın karşısına dikilip “elini cebimizden çek” diyemiyorsanız, bir gün eylem ilan edip, ertesi gün askıya alıyorsanız kimse sizi ciddiye almaz!

Kıbrıslı sağlık emekçilerinin maaşlarından yapılan kesintiyi istiyorsanız Ankara’dan talep edeceksiniz. Askere değil sağlığa bütçe diye haykıracaksınız…

ABD halkı kendi ordusu ile tanıştı, sıra bizde. Sağlıktan kesilen paralar askere akıyor…

Askere değil sağlığa bütçe, hade sendikalar göreve!

(31 Temmuz 2020 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)

About the author