11 Eylül 1980, Mısırlızade sineması-Lefkoşa

Aziz Şah – Yıllardan 1980, mevsimlerden sonbahar…

Başkanlığını Mustafa Akıncı’nın yaptığı Lefkoşa Türk Belediyesi 8-14 Eylül tarihlerinde “Lefkoşa Kültür ve Sanat Şenlikleri Haftası” tertipler. Şenlikte Çağdaş Sanatçılar Derneği de “Vatandaş Oyunu”nu sahneler…

“Vatandaş Oyunu” daha sahneye konmadan UBP ortalığı birbirine katar. Oyunda oynayan Erol Refikoğlu, Osman Alkaş, Işın Refikoğlu ve Yaşar Ersoy’a karşı bir kara propaganda ve cadı avına girişilir…

“Vatandaş Oyunu” komünizm propagandası yapmakla suçlanır. 12 Eylül askeri darbesinden bir hafta önce 5 Eylül’de basına ve sanatçılara yapılan ilk gösterimden bir hafta sonraki halk gösterimine kadar kara propaganda derinleştikçe derinleşir…

12 Eylül askeri darbesinden saatler önce 11 Eylül akşamı oyun Mısırlızade sinemasında halka sunulur. Birkaç saat sonra da darbe olur…

O gece “Vatandaş Oyunu” ile büyük bir kırılma yaşanır Kıbrıs Türk toplumunda…

Kıbrıs Türk Devlet Tiyatroları Müdürü Hilmi Özen’in “ihbar”ı üzerine “Vatandaş Oyunu”nu sahneleyen oyuncular hakkında soruşturma başlatılır.

Bir müfettiş yazdığı raporda şöyle der: Oyunda “yağcılığın, kaçakçılığın, el-etek öpmenin ve üç kağıtçılığın alıp yürüdüğü sanatlı biçimde işlenmektedir”…

Başka bir müfettiş ise raporunda “Oyunda telmih yoluyla Devlet Başkanı’nın dahi eleştirildiği göze çarpmaktadır. Telmih unsurları olarak sarı renk ve cins köpek sözcükleri gösterilebilir” der…

Diğer bir müfettiş ise “Her gün basında izlediğimiz ve çoğunlukla tasvip görmeyen olaylar abartılmış, sivriltilmiş şekle sokularak oynanmıştır” der…

Açılan soruşturma sonucunda güvencesiz ve sözleşmeli bir şekilde çalışan Yaşar Ersoy ve Osman Alkaş’ın işlerine son verilir. Işın Refikoğlu sözleşmeli olmadığı için atılamaz, soruşturma başlatılır…

90’ların sonuydu… Ortaokula gidiyorum, askeri darbeler ve gençlik hareketleri üzerine yeni yeni okuyorum. Hiç unutmam bir gün anneme sordum:

-Türkiye’de askeri darbe olduğunda Kıbrıs’ta da tanklar yürür müydü sokaklarda?

Çocuk aklımla burasının Türkiye’nin sömürgesi olduğunu anlayıp sorguluyorum, bugün bu alt-yönetime hâlâ “devlet” muamelesi yapan memur zihniyetli sol ise memnun halinden…

İşte, “Vatandaş Oyunu”na karşı yürütülen kampanya 12 Eylül cuntasının tanklarının zihinlerde yürümesi idi…

Öncesinden başlayarak, “Vatandaş Oyunu”nda zirveye çıkan tiyatrocuların verdiği bu hürriyet kavgası toplumumuzun ilericilerine, demokratlarına, devrimcilerine, sanatçılarına akacak bir yatak yarattı. Kıymeti bilinir-bilinmez ya da hep yaptığımız gibi görmezden gelinir, tercih sizin. Söyleyeyim dedim içimde kalmasın…

Zira sancı yapıyor söylemeyince içimdekileri… Hele ki genç kuşakların tarihi kendileri ile başlatma hastalığı yalnızca bizden önce verilmiş mücadelelere saygısızlık değil; aynı zamanda bugün işgal altında sahip olduğumuz “ifade özgürlüğü”nün hangi aşamalardan geçtiğini unutturuyor, tarihi tarihsizleştiriyor!

50 sene boyunca Yaşar Ersoy ve arkadaşlarının tiyatroda, Şener Levent ve arkadaşlarının 1997’den beridir yazılarından dolayı yargılanırken mahkemede bu topluma kazandırdığı “mevziler”den haberiniz olmadan konuşma özgürlüğünüzü savunamazsınız…

Sonra… “Vatandaş Oyunu”nu sahneleyen ekip “devlet”ten aforoz edilince Lefkoşa Belediye Tiyatrosu’nu kurarlar Mustafa Akıncı’nın desteği ile.

Bu sanatçılarımızın gücü yerli ve yerlileştirilmiş tiyatro metinleriyle sahneyi toplumu eğiten bir okul gibi kullanmalarıydı. Bu yüzden saygı görürler. Ürettikleri her oyun bugünün deyişi ile “olay” oldu. Sansürle ve yasaklarla mücadele ettiler. İstibdada karşı hürriyet mücadelesi verdiler…

Herşey 12 Eylül askeri darbesinden saatler önce 11 Eylül gecesi başladı da diyebiliriz…

(9 Nisan 2021 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)

About the author