Enver hemşireden Asya bebeğe cumhuriyetsizliğimiz

Aziz Şah – Hatırlıyor musunuz Cengiz Topel Hastanesi hemşiresi Enver Bozkurt’u?

Hastaydı, Türkiye’ye nakledilmesi gerekiyordu. “Devlet” olmadığı için halk para topladı, kampanya yaptı, aynı bugün Asya bebek için yaptığı gibi…

Fark etmiyor meblağın ne kadar tuttuğu…

2.5 milyon Dolar, 250 bin TL ya da 25.000 TL…

Kıbrıslı iseniz, soyadınız sakıncalı ise, yandaş takımdan değilseniz, TC’nin alt-yönetimi olan bu askeri rejimde bir insan hakkı olan ve her demokratik cumhuriyetin yurttaşlarına hak olarak anayasasında vadettiği sağlık hakkından yararlanamazsınız.

Bugün Asya bebek için 2.5 milyon Dolar gerekiyor diye bu meblağın büyüklüğüne takılıyorsunuz. Enver hemşire için gereken miktar bir ambulans uçak kirasıydı. Karşılanmadı…

Sağlık Bakanlığına bağlı bir kamu çalışanı, bir sağlık emekçisi olan Bozkurt için Sağlık Bakanlığı inisiyatif almadı, vaktinde Türkiye’ye götürülüp kurtarılamadı!

Önce ambulans uçak için bağış kampanyası yapıldı, sonra gönderildi. O bağış kampanyasında geçen sürede Enver hemşirenin hayatından çalındı…

Pandemide zırt pırt ambulans uçaklar kalktı “özel” hastalar için…

En özeli de “KKTC Hatay Milletvekili” Bertan Zaroğlu idi. Korona olan Bay Faşist, bu memleketin insanlarının savaş koşullarında inşa ettiği, her türlü imkansızlığa ve Ankara’nın neo-liberal dayatmalarına rağmen ayakta duran Nalbantoğlu Kamu Hastanesi’ni beğenmedi. Olay çıkardı, kıymetli tabiplerimize terbiyesizlik yaptı, bunun üzerine de Ankara’dan ambulans uçak geldi…

Enver hemşire için gelmeyen ambulans kaprisli bir faşisti Ankara’ya götürmek için geldi, çünkü o TC vatandaşıdır. TC devleti kendi vatandaşına sahip çıkıp ambulans uçağı gönderip aldırdı onu.

Ama Enver hemşire Kıbrıslı olduğu için yararlanamadı “anayasal” sağlık hakkından!

Anladınız mı insanın “Cumhuriyet”i olması ne demektir?

Asya ile ailesinin yaşadıkları bana Enver hemşireyi hatırlattı…

Dün Enver, bugün Asya, yarın bir başkası… 

Bir insan hakkı olan sağlık hakkı sadaka ve bağışlara indirgenmiş durumda.

Pandeminin başında Tabipler Birliği’miz kampanya yapıp para topladı tıbbi ihtiyaçlar için…

Kanser ve lösemi hastaları için sürekli bağış kampanyaları var…

En temel insan hakkı olan “yaşam hakkı”nı bağışlar-sadakalar üzerinden yürütüyoruz çünkü cumhuriyetimiz yok!

Devleti devlet yapan kendi maliyesi, bütçesi, para politikasıdır. Bunlar yoksa, sağlık hakkı için yapılan bağışları “bütçe” zannederler! 

Asya bebek 2 aylıkken Ankara’ya gitti tedavi için, TC vatandaşı değil diye edilmedi.

Asya bebek 9 aylık oldu, yapılan kampanyalar sonucunda baskı oluşunca TC Elçiliği Asya bebeği Türkiye’ye yolladı tedavi için. Ama gene tedavi edilmedi, TC vatandaşı değil diye!

-Tedavi edilmeyecekseydi eziyet olsun diye mi Ankara’ya gönderdiniz bebeği ve ailesini?

Ömründen ve tedavi şansından 7 ayı çaldılar…

Asya bebek 3 haftadır Ankara’da, ama TC vatandaşı değil diye kas erimesini önleyecek ilaç verilmedi.

Asya, Güney Kıbrıs’ta ya da Türkiye’de doğsaydı “yurttaşlık hakları” olacaktı!

Asya Kıbrıs’ın kuzeyinde “hiçbir yer”de doğdu. Kıbrıs Cumhuriyeti pasaportu var ama “toplumsal haklar”dan yararlanamıyor.

İşte, günlerce tam da bu yüzden yazdım “Kıbrıs Cumhuriyeti pasaportu bireysel bir haktır, bize bireysel haklar yetmez, TOPLUMSAL HAKLAR lazım” diye.

Toplumsal haklar İNSAN HAKLARInın Cumhuriyet’te beden bulmuş halidir…

(9 Eylül 2021 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)

About the author