Hayalleri Las Vegas, gerçekleri Dikilitaş olan bir muhalefet

Aziz Şah – ‘Yeni KKTC Başbakanı’ Faiz Sucuoğlu ‘Bakanlar Kurulu’ listesini hazırlayıp Lefkoşa TC Elçiliği’ne giderek onay istedi…

Kıbrıs Türk toplumunun en büyük sendikaları ise zamları protesto etmek için ‘başbakanlık’a gitti…

Bu iki durum arasındaki çelişkiyi görmüyor olamaz kimse…

Sucuoğlu gerçek iktidara gitti…

Sendikalar içi boş binaya gitti…

Yalnızca kamu bankalarının ve kuruluşlarının değil, sendikaların da içi boşaldı…

Doğru adrese gitmekten, bir slogan bulmaktan, gerçek bir talep dile getirmekten aciz durumda sendikalar…

Geçenlerde Dikilitaş’a yürüdü Bu Memleket Bizim Platformu. En önde taşınan pankartta ‘Hayaller Las Vegas, gerçekler Dikilitaş’ yazıyordu…

Kimin hayalleridir bu?

Söyleyecek sözünüz mü bitti?

Sahte devletin sahte İçişleri Bakanı Kutlu Evren’in kapısına gittiklerinde Kenan Evren’in üniformalı fotoğrafına Kutlu Evren’in kafasını monte ettikleri bir pankart açtılar…

Zamlar için gittiklerinde ise Ersan Saner, Fikri Ataoğlu ve Erhan Arıklı’ya Kazıklı Voyvoda kostümü giydirdikleri pankart açtılar…

Adeta photoshop sendikacılığı yapıyorlar!

Kutlu Evren’i genelkurmay başkanı yapmışlar; Saner, Ataoğlu ve Arıklı’yı da Rumen komutan Kazıklı Voyvoda!

Türkiye’den bakanlık bürokratı gelse önünü ilikleyen adamlar ne kudretliymiş meğer!

Çok dinledim bu hikâyeyi: Yıllar önce Türkiye’den bir bakan geldi, protokoller imzalandı, yenildi, içildi…

Döneceği vakit ‘‘KKTC’li mevkidaşı’’na özel telefon numarasını verdi, lazım olursa arasın diye!

Bir gün bir meselenin içinden çıkamamış bizim bakancık, demiş bu numarayı arayım, yardım isteyim Türkiye’den…

Cesaret edip aramış…

Kim çıksın istersiniz telefona?

Bakanlığın bekçisi!

Dalga geçmek için TC’li bakan Bakanlık bekçisinin numarasını vermiş. Bizimki de utancından telefonu kapatmış…

Bu hikâyeyi farklı farklı insanlardan çok dinledim…

Sendikalar da bu bakancıklara ‘genelkurmay başkanı’ ve ‘kazıklı voyvoda’ kostümü layık gördü!

Kahrolsun zamlar, tamam! Kahrolsunlar…

Zamların nedeni Türk Lirası’nın erimesi, TL’nin erimesinin nedeni TC Merkez Bankası’nın politikası, bizim TL kullanmamızın nedeni ise 1974’ten beridir Kıbrıs’ın kuzeyinde süren Türkiye işgali…

Türk Lirası sorunu işgal sorunudur. Türkiye işgal ettiği Kuzey Suriye’de de Türk Lirası’nı tedavüle sürdü. Sömürgeci sistemin bir parçasıdır Para Politikası!

Bu sebepten mütevellit bin kez yazdım: Kendi para politikası, bağımsız maliyesi ve bütçesi olmayan yapı ‘devlet’ olamaz!

KKTC Merkez Bankası TC’ye bağlı. Nasıl ki Kıbrıslı Türkler General/Komutan olamıyorsa ‘kendi ordusu’nda, müdür de olamıyor ‘kendi merkez bankası’nda!

Bu, ırkçı sömürgeci sistemin iki ayağıdır Kıbrıs’ın kuzeyinde…

Kıbrıs Lirası’ndan Türk Lirası’na geçiş büyük bir vurgundu, TL’nin her erimesinde Türkiye’nin kazancı bizim üzerimizden ayrı bir vurgundur: Çünkü TC Kıbrıs’ın kuzeyine malı Dolar üzerinden satıyor. TL eridikçe bizi soyuyorlar…

TC Merkez Bankası’nın Erdoğan’ın talimatıyla Türk Lirası’nı değersizleştirme politikası da akıldışılıktan, ekonomi bilmemekten, İslamcı faiz saplantısından kaynaklı değil. Kendisini destekleyen sermaye fraksiyonlarının ihtiyacı olan faiz politikasını güdüyor Erdoğan. Nedenini-nasılını başka bir yazıda tartışırız…

Ancak bizim sendikalar Elçiliğin kapısına gitmeye korkuyorlarsa, müdürü Ankara’dan atanan (KK)TC Merkez Bankası’nın kapısına gitsinler en azından, içinde iskemle ve masadan başka bir şey olmayan ‘KKTC Başbakanlığı’na değil!

En önemlisi ise, genel grev silahı yok yere harcanacak bozuk para değildir; sendikalar amaçsız, talepsiz, rotasız eylemlerde yordukları kitleyi yarın bulamayacaklar!

(6 Kasım 2021 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)

About the author