Makarios’un komedisi

Aziz Şah – Üç tane DİSİ’li aday favoriydi Kıbrıs Cumhuriyeti Başkanlık seçiminde. Biri DİSİ’den aday çıktı, biri AKEL’den, biri de bağımsız. Bağımsız olan Nikos Hristodulidis kazandı…

6 Şubat depremine denk geldiği için Kıbrıs Cumhurbaşkanlık seçimi üzerine hiç yazmaya fırsat bulamadım. Adıyaman’dan Mağusa’ya tabutlar geliyordu o günlerde…

Hristodulidis için “Yeni Makarios” tabiri kullanılıyordu. Bu birkaç aylık sürede “Yeni Makarios” olmadığını ispat etti. En azından Anastasiadis’in ortaya attığı “Kıbrıs Cumhuriyeti’ne dönüş” çerçevesi üzerinden bir hareket planı koysaydı ortaya “Genç Klerides” ya da “Olgun Hristofyas” olabilirdi! Çünkü Klerides ve Hristofyas da Kıbrıs Cumhuriyeti anayasasının restorasyonu çerçevesinde çözümü miras bıraktı.

Makarios Bağlantısızlar Hareketi’nin sembol isimlerinden biri olmayı başardı. Her liderin harcı değildir Tito, Nasır ve Fidel ile anılmak… 1960’ların ikinci yarısından sonra Yunan cuntasını karşısına aldı. 1968’de Beyrut’ta başlayan müzakere sürecini 15 Temmuz 1974 darbesinden önce anlaşmaya ulaştırdı! Anlaşma imzalanmadan Makarios’a darbe yapıldı… Konumuz bu değil ama altını çizeyim: 1964’te Doktor-Denktaş liderliğinin Kıbrıs Cumhuriyeti’ni terk ederek Rumlara hediye etmesine neden olan “13 maddelik anayasa değişikliği”nin neredeyse tamamını Denktaş 1968-1974 arası müzakerelerde kabul etti. Anlaşma imzalanmadan da darbe oldu… İnsanın sorası gelir: 1964’te reddettiğinizi neden 1968’den sonra kabul ettiniz? “Makarios’un 13 maddesi” de tarihe bir “lanet” olarak geçti; oysa Denktaş bile kabul etti sonunda bu maddeleri… Başka bir yazıda bu konuya döneriz…

Nikos Hristodulidis “Yeni Makarios” diye tanımlanırken bunlar geçiyordu aklımdan…

Marx’ı haklı çıkardı Nikos efendi bu birkaç ayda: Tarihte bir olay ya da kişi tekerrür ediyorsa, ilki trajedidir ikincisi ise komedidir!

Türkçe’de yeni bir tabir var “Bütün tuşlara aynı anda basmak” diye. Tam olarak onu yapıyor Hristodulidis…

Makarios işgalden sonra büyük bir yanlış yaptı. Makarios’tan sonra gelenler o yanlışı sürdürdü. Suriye Devlet Başkanı Esad’ın diplomasi dehası Makarios’un yanlışını gözümüzün içine soktu!

Suriye Arap Cumhuriyeti Başkanı Esad,

-İşgal ordunu topraklarımdan çekmediğin sürece konuşacağımız hiçbir şey yoktur, dedi Erdoğan’a defalarca!

Esad bunu Putin’in baskılarına rağmen söyledi. Esad’ın topraklarında işgalci Türkiye, işgalci ABD var, Suriye Demokratik Güçleri, İran ve Direniş Ekseni var, cihatçılar var, Rusya var. Her biri ile ayrı bir denklemi ve ilişkisi var Esad’ın. Esad Rusya’nın kuklası değildir ancak büyük destek görüyor Rusya’dan… Buna rağmen Putin bile ikna edemedi Esad’ı Erdoğan’la görüşmeye…

Dünya direniş ve diplomasi tarihine girecek bir detaydır Esad’ın attığı imza: İşgalci ile müzakere etmemek!

İşte Makarios bu yanlışı yaptı…

Kıbrıs Cumhuriyeti toprakları işgal altındayken Türkiye’nin kafasındaki etnik-apartheid federasyonu görüşmeyi kabul etti.

Makarios ilk düğmeyi yanlış ilikleyince Kıbrıs Cumhuriyeti’nin üzerindeki gömlek deli gömleğine dönüştü. Elleri bağlandı…

Daha önce bu konuda Kıbrıs Cumhuriyeti liderliğini uyaranlar da oldu. Geçtiğimiz günlerde yazdım. Atina’da Akropolis’ten Nazi bayrağını indiren kahraman Manolis Glezos içinde Hristodulidis’in de bulunduğu heyete söylemiş.

Esad’ın yaptığını söylemiş Manolis Glezos: “Müzakere masasına oturmak için işgal ordusunun çekilmesi şartını koşun”…

Bugün Erdoğan müzakere masasına otursun diye yalvarıyor adeta Hristodulidis. Varsın müzakere edilmesin…

1974’ten 2017’ye kadar müzakere edildi de ne oldu yani?

-Türkiye Kıbrıs’ın kuzeyini kolonileştirmek için zaman kazandı. Toprağın sahibi değil işgalcisi öncelikli hakka sahiptir diyen Annan Planı ve AİHM’i devreden çıkaran Taşınmaz Mal Komisyonu ile de mal sahiplerinin hak arama yolu kapatıldı.

Filistin’de Oslo Anlaşması’ndan ve Kıbrıs’ta Annan Planı’ndan sonra aynı şey oldu: İşgal edilmiş topraklarda kolonizasyon/konutlaşma hiç olmadığı kadar yoğunlaştı!

Kıbrıs Cumhuriyeti liderliğinin Kıbrıs topraklarını yağmalayan sömürgeci inşaat şirketlerine karşı bir planı var mı?

-Erdoğan’a yalvarmak mı stratejiniz?

(14 Temmuz 2023 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)

About the author